Marmara Denizi'nden 6 Bin 564 Metreküp Müsilaj Temizlendi

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, bugüne kadar Marmara Denizi'nden toplam 6 bin 564 metreküp müsilajın (deniz salyası) temizlendiğini bildirdi.

Bakan Kurum, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Marmara Denizi'ndeki müsilaj seferberliğine ilişkin şu bilgileri aktardı:

"Marmara Denizi'mizde ara vermeden sürdürdüğümüz müsilaj seferberliğimizin 17. gününde 406 metreküp müsilajı temizledik. 24 Haziran ile birlikte toplam 6 bin 564 metreküp müsilajı bertaraf için düzenli depolama alanlarına gönderdik. 24 Haziran itibarıyla İstanbul'da 2 bin 858 metreküp, Kocaeli'de 435 metreküp, Bursa'da 143 metreküp, Tekirdağ'da 154 metreküp, Balıkesir'de 644 metreküp, Çanakkale'de 678 metreküp, Yalova'da 1652 metreküp müsilajı 392 bölgedeki çalışmalarımızla Marmara Denizi'nden temizledik."

Kurum, denetimlere de hız kesmeden devam ettiklerini vurgulayarak, "Dün yaptıklarımızla toplam 6 bin 473 denetimi tamamladık. 1775 atık su numunesini çevre laboratuvarlarımızda incelemeye gönderdik. Denizimize ve deniz canlılarımıza nefes aldırmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

İstanbul'da müsilaj temizleme çalışmaları devam ediyor

Caddebostan sahilindeki temizleme çalışmasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri, deniz salyalarını süzgeçlere doldurarak atık torbalarına koydu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yetkilendirdiği kuruluşlara ait tekneler, deniz süpürgeleri ve botların çalışmaları da açık denizde devam ediyor.

Tuzla sahilde katı sıvı emici aracıyla devam eden müsilaj temizleme çalışmalarına Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı da katıldı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.