Matematiği Doğru ve Hızlı Kullanmanın Püf Noktaları

Matematik özünde zor bir ders mi yoksa biz mi zorlaştırıyoruz? Matematiği öğrenmenin yaşı var mı? Matematik nasıl daha hızlı ve verimli bir şekilde öğrenilir? Aileler matematik öğrenirken çocuklarına nasıl katkı sağlayabilirler? İşte cevabı...

Hayatta en fazla ihtiyaç duyulan ve günün birçok anında kullanılan bir bilim olan matematik, öğrenme sürecinde bazı çocuklara zorlu bir kavrama dönemi yaşatıyor. Zaman zaman yaşanan zorluklar ve başlangıç öğrenmelerinde yaşanan sorunlar çözülmediğinde, uzun vadede matematikle ilişki bozuluyor, sorun ciddi boyutlara gelebiliyor ve daha sonra da telafisi zorlu olabiliyor.

Peki, matematik özünde zor bir ders mi yoksa biz mi zorlaştırıyoruz? Matematiği öğrenmenin yaşı var mı? Matematik nasıl daha hızlı ve verimli bir şekilde öğrenilir? Aileler, çocuklarına bu konuda nasıl katkı sağlayabilirler?

İŞTE MATEMATİK İLE İLGİLİ HAYATIMIZI KOLAYLAŞTIRACAK TÜYOLAR

İnsanlar, yaşantıları boyunca aslında birçok alanda matematiği kullanıyorlar ancak çoğu öğrenci için matematik dersi, zorlayıcı bir ders olarak algılanıyor. Öğrenildiğinde ve doğru algılandığında hayatı kolaylaştıran matematik dersi, sistematik bir eğitim sürecine başlanması ve başlangıç modellerinin iyi öğrenilmesiyle birlikte hayat boyunca daha rahat ve iyi kullanabilir hâle geliyor.

 Öğrenciler, dönem dönem matematikte zorlanabiliyor ancak öğrenme başlangıcında yaşanan sorunların çözülmemesi, uzun vadede ciddi boyutlara gelerek daha sonrasında telafisi çok zorlu olabiliyor. Gençlerin geleceğini belirleyecek olan sınav süreçlerinden günlük hayatın her anına kadar iyi matematik bilgisine sahip olmak gerekiyor.

MATEMATİK, KÜÇÜK YAŞLARDAN İTİBAREN ÖĞRENİLMEYE BAŞLANMALI

Matematik, özünde çok kolay ve rahat bir derstir ancak matematiğin öğrenilmesi ve doğru algılanması çok hassas bir denge üzerine kuruludur. Matematiğin erken yaşlarda sayılar üzerinden çocuğun dünyasına girmesi, şekillenmesinin doğru ve iyi olması önemlidir. Aileler, çocukların matematik öğrenimini kolaylaştırıcı destekler sunmalı

Çocuklar, matematikte zorlandıkları zaman genellikle ezber yapmaya yönelir ve bu durum, matematik öğrenimine çok ciddi zarar verir. Oysa çocuklar zorlandıkları zaman onlara yardım edilerek yapabilir hale gelebilirler.. Özellikle ilkokul dönemindeki çocukların sayılarla ilişki kurabilmeleri aileler tarafından iyi takip edilmesi, zorlanma noktasında kolaylaştırıcı destekler vermeleri ve çocuğun yapabilirim inancının güçlendirilmesi çok hassas bir öneme sahiptir. Örneğin; 5 ile 5 tane elmayı eşleştirmeleri, sayma hareketi yaparken her nesne geçişinde bir sayı geçmeleri, nesneler bittiği zaman durulması gerektiğinin öğretilmesi çok önemlidir.

Matematikteki toplama, çıkarma, çarpma ve bölme işlemlerinin yaşamsal karşılıklarının gösterilmesi ve temel mantığının iyi oturduğunun çeşitli sorularla kontrol edilmesi temel matematiğin çocuğun kafasında şekillenmesi için çok işlevseldir. Örneğin; okul hayatında ilerledikçe kesirlerin yaşamsal karşılıklarının gösterilmesi çocukların öğrenme süreçlerini güçlendirir, rasyonellik ve gerçekle ilişkisini güçlendirmesine katkıda bulunur. Gerçek yaşam ve matematik bağlantısı, tüm hayat boyunca kullanılacak çok önemli bir yapı olduğu için ilk ilişkilerin sağlam olması çok kıymetlidir. Her çocuğa çok özel durumları hariç belli bir zamana gelince yürüyebilir olacaklarının anlatılması gibi, matematiği de yapabilir hale gelebileceklerinin ve bunu iyi bir şekilde yapabilmenin önemi aktarılmalıdır.

Matematiği doğru ve hızlı bir şekilde öğrenmenin temelinde erken yaşlarda çocuk-aile iş birliğinin önemli bir faktör olduğunu belirten Koray Varol, “Her çocuk, farklı ilgi alanı ve yeteneklere sahiptir. Bir çocuğun matematiğe duyduğu ilginin veya yeteneğinin fazla olmaması, matematiği belli bir oranda başaramayacağı anlamına gelmiyor. Tüm bu önyargıları kırabilmek adına ailelerin çocuklarına küçük yaşlardan itibaren destek olmaları ve matematik ile ilgili kaygılarını en iyi şekilde yönetmeleri gerekiyor” dedi.

Kaynak: on5yirmi5.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.