Meleklere İnanmak

Melek nedir? Meleklere inanmak nedir? Melekler neyden yaratıldı? Melekler kaç tanedir? Meleklerin özellikleri ve görevleri...

Melekler nurdan yaratılmış latîf varlıklardır. Bunun için biz onları kendi sûret ve şekillerinde göremeyiz. Ancak Cenâb-ı Hak onları istediği kimselere gösterebilir.[1] Büyük peygamberlerden bâzılarına kendi sûretlerinde göründükleri de olmuştur. Meleklerin, insanlar gibi yiyip içme vesâir husûsiyetleri yoktur. Sırf Cenâb-ı Hakk’a ibâdet ve O’nun yüce emirlerine riâyet için yaratıldıklarından, onlara nefs verilmemiştir. Bu itibarla hiçbir zaman meleklerden hatâ, isyan ve günah sâdır olmaz. Son derece güçlü ve kuvvetlidirler.[2]

MELEKLER KAÇ TANEDİR?

Sayılamayacak kadar çokturlar. Rivâyetlere nazaran, yeryüzüne inen her bir yağmur ve kar tanesini bir melek indirmekte ve bir defa inen meleğe kıyâmete kadar bir daha sıra gelmemektedir. Yağmur ve kar tanelerinin, havada birbirleriyle hiç çarpışmadan yeryüzüne inmesinin hikmeti de budur. Dikkat edilirse fırtınalarda bile birbirlerine çarpmadan inerler. Velhâsıl zerreden küreye her şey ilâhî azametin bir vitrini mâhiyetindedir.

Melekler, bir mânâda bize verilen ruh gibidirler. Dolayısıyla nasıl görmediğimiz hâlde rûhumuzu inkâr edemiyorsak onları da inkâr edemeyiz.

DÖRT BÜYÜK MELEK

Melekler fazîlet bakımından derece derecedir. Dört büyük melek vardır:

1. Cebrâil -aleyhisselâm-

2. Mikâil -aleyhisselâm-

3. Azrâil -aleyhisselâm-

4. İsrâfil -aleyhisselâm-

  • Cebrail’in (a.s.) Görevi

Cebrâil -aleyhisselâm- peygamberlere vahiy getirme vazifesiyle mükellef kılınmış bir melektir.

  • Mikail’in (a.s.) Görevi

Mikâil -aleyhisselâm- tabiat hâdiselerini takip etmekle vazifelidir.

  • Azrail’in (a.s.) Görevi

Azrâil -aleyhisselâm- (Ölüm Meleği) ruhları kabzeder.

  • İsrail’in (a.s.) Görevi

İsrâfil -aleyhisselâm- ise kıyâmet kopacağı zaman Sûr’a üflemekle mükelleftir.

Görüldüğü gibi meleklerin, Hakk’a ibâdetleri yanında başka vazifeleri de vardır. Bâzısı Allâh’ın emriyle insanlara yardım ederler. Bilhassa ehl-i îmânın zor zamanlarında meleklerin bu tür yardım ve inâyetleri İslâm tarihinde çok kere müşâhede edilmiş hakîkatlerdir.

Bunlardan başka insanı koruyan hafaza melekleri, amel defterlerimizi yazan kirâmen kâtibîn, kabirde suâl soran Münker ve Nekir melekleri, günâhkârların affı için istiğfâr eden ve insanoğlunun sırât-ı müstakîmde yürümesi için duâda bulunan melekler vardır.

Tehlikelerle dolu olan şu dünya hayatında bir insanın hayatta kalabilmesi bile meleklerin muhâfazasına bağlıdır. Cenâb-ı Hakk’ın vazifelendirdiği bu melekler, eceli gelinceye kadar insanı zararlı şeylerden muhâfaza ederler. Vakti geldiğinde ise aradan çekilerek onu eceliyle baş başa bırakırlar. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Her bir insanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allâh’ın emriyle onu korurlar…” (er-Rad, 11)

Şunu da unutmamak gerekir ki meleklerdeki gücü ihsân eden de Cenâb-ı Hak’tır.

Bir kimse meleklerden birini hafife alsa veya ayıplasa kâfir olur. Bu sebeple; “Senin yüzün bana Azrâil’in yüzü gibidir.”, “Ben Cebrâil ve Mîkâil’in şehâdetlerini bile kabul etmem.” gibi söz ve şakalardan şiddetle kaçınmak lâzımdır.

Dipnotlar:

[1] Hûd, 77-82; el-Hicr, 59-69; Meryem, 17-21; en-Necm, 67, 13-17; et-Tekvîr, 23.

[2] Meleklerin vasıfları için bkz. el-Bakara, 30-34; el-A’râf, 11, 27; Hûd, 69-70; el-Hicr, 28, 51-52; el-İsrâ, 61, 92; el-Kehf, 50; Tâhâ, 116; Sâd, 71, 73; en-Necm, 5; et-Tahrîm, 6; et-Tekvîr, 20.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hak Din İslam, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

MELEKLERE İMAN NEDİR?

Meleklere İman Nedir?

İSLAM DİNİNİN İNANÇ ESASLARI NELERDİR?

İslam Dininin İnanç Esasları Nelerdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Gerçekten çok güzel bir içerik olmuş. ALLÂH (C.C) yazandan razı olsun :)

    Allah razı olsun gerçekten güzel derlenip toparlanmış, emeği geçenlerden Allah razı olsun

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.