Mendûb Ne Demektir?
Mendûb ne demektir? Kısaca anlamı nedir?
Sözlükte "elçi, delege, davet edilen şey" gibi anlamlara gelen mendûb, dinî bir kavram olarak Şâri'in yapılmasını bağlayıcı olmaksızın istediği fiillerdir. Başka bir ifadeyle, kesin olmayan bir tarzla yapılması istenen davranışlardır. Bu iki şekilde olabilir; ya fiilin yapılmasının istendiği ifade bağlayıcı değildir; ya da ifade bağlayıcı olmakla birlikte, onun bağlayıcılık niteliğini kaldıran bir karine mevcuttur. Bu karine bir nass olabileceği gibi, fıkhın genel kaideleri de olabilir. Mendûbu işleyen sevap ve mükafata hak kazanır; terk eden ise kınanmaz. Mendûb için, sünnet, müstehab kavramları da kullanılmaktadır.
Mendûb üçe ayrılır:
Sünnet-i Müekkede; dinî vecibelerin birer tamamlayıcısı konumunda olan fiiller ile Hz. Peygamber'in devam ettiği, fakat bağlayıcı olmadığını göstermek maksadıyla bazen terk ettiği veya bizzat edasının vacip olmadığına işaret ettiği sünnetlerdir. Ezan, sabah namazının sünneti, mazmaza-istinşak böyle sünnetlerdendir. Bu tür sünnetlere sünnet-i hüdâ da denilmektedir.
Bu kısma giren mendûbu yerine getirmek sevabı gerektirir, terk etmek ise, cezayı gerektirmemekle birlikte, hoş karşılanmaz.
Sünnet-i Gayr-i Müekkede; Hz. Peygamber'in bazen yapmış oldukları ibadet nevinden fiilleridir. İkindi namazının sünneti ile yatsı namazının ilk dört sünneti bu sünnetlerdendir. Bunlara müstehab da denir. Bu kısma giren mendûbu işleyen sevabı hak eder; terk eden ise kınanma ve azarlanmaya müstehak olmaz.
Sünnet-i Zevâid; Hz. Peygamber'in, dinî tebliğ ve açıklama niteliği taşımayan, bir insan olarak yapmış olduğu fiillerdir. Hz. Peygamber'in yemesi, içmesi, giyinmesi böyledir. Bazı âlimler, onun bu davranışlarını da mendûb olarak kabul etmişlerdir. Ancak bunlar mendûb dahi olsalar, diğerlerinin derecesinde değillerdir. Bir kimse, Hz. Peygamber'e olan sevgisi ve bağlılığından dolayı, ona benzeme ve uyma niyetiyle Hz. Peygamber'in bu tür davranışlarını işlerse sevap kazanır. Bu fiilleri terk eden ise, kötü bir davranışta bulunmuş sayılmaz.
Kaynak: Diyanet