Menevi Yolu Bırakmanın Cezası Nedir?

Tasavvuf

Bir mürşid-i kâmile bağlanmış olan bir şahıs bilâhare o yolu bıra-kırsa mânevî açıdan cezâsı nedir?

Bir mürşid-i kâmile bağlanarak ondan belli bir ders ve mânevî eğitim almaya başlayan kimse bunu bırakınca elbette en azından verdiği sözden dönmüş sayılır. Bunun için vebalde kalabilir. Ayrıca “İbâdetlerin en hayırlısı, az da olsa, devamlı olanıdır[1] hadîsi gereği başlamış olduğu bir ibâdet hayâtını terkettiği için mânevî bir sorumluluk yüklenmiş olur.

Mânevî bir intisâb ve taahhüde girmeden önce iyi düşünmek ve öyle karar vermek gerekir. Başlanıp bırakılan bu tür sorumluluklar kişinin kendisi için olduğu gibi çevresindekiler için de kötü bir örnektir. Zikir, istiğfâr, salevât ve duâ nâfile ibâdetlerdir. Nâfile ibâdet ise kulun Allah’a yakınlığını arttıran bir özelliğe sâhiptir. Kudsî hadîste de buyrulduğu gibi nâfileler muhabbet-i ilâhiyye vesîlesidir.[2] Terki ise ondan mahrûmiyete medâr olur.

[1].       Buhârî, Îmân, 32.

[2].       Buhârî, Rikak, 38.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları