Menevşe Nine 75’inde Okuryazar Oldu

Ankara’nın Çubuk ilçesinde bindiği dolmuşun sürücüsüne nereye gittiğini soran ve aldığı “Teyze önündeki yazıyı görmüyor musun?” yanıtına gücenen Menevşe Gürses, kursa giderek okuma yazma öğrendi.

Ankara’nın Çubuk ilçesinde bindiği dolmuşun sürücüsüne nereye gittiğini soran ve aldığı “Teyze önündeki yazıyı görmüyor musun?” yanıtına gücenen 75 yaşındaki Menevşe Gürses, kursa katılarak okuryazar oldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın başlattığı okuma yazma seferberliği kapsamında Çubuk’ta açılan kursa katılan 8 çocuk ve 25 torun sahibi Gürses, azmiyle diğer kursiyerlere örnek oluyor.

YETİM KALDIĞI İÇİN OKUYAMADI

Gürses, yetim büyüdüğünü, bu nedenle de okula gidemediğini söyledi.

Yaşadığı tatsız bir diyaloğun etkisiyle okuma yazma öğrenmeye karar verdiğini belirten Gürses, “Babamı hiç görmedim, üvey baba yanında büyüdüm. O nedenle de hiç okula gitmedim, çocukluğumda hayvan güttüm. Daha sonra da evlendik ve bu zamana kadar çocuklarla uğraştık. Ömrümüz yoklukla, mücadeleyle geçti.” dedi.

Kızının evine gitmek isterken bindiği dolmuşun sürücüsüne, ‘Yavrum bu dolmuş nereye gidiyor?’ diye sorduğunu, şoförün de ‘Teyze önündeki yazıyı görmüyor musun?’ diye kendisine çıkıştığını anlatan Gürses, şöyle devam etti:

“O günden sonra kendi kendime okumayı öğreneceğim diye söz verdim. Halk Eğitime gelerek müracaat ettim. Kurs açılınca çağırdılar. Allah razı olsun çok memnunum. Kısa sürede okuma yazmayı öğrendik. En azından adımı yazmayı ve okumayı öğrendim. Dolmuş ve otobüslerin üzerindeki yazıları okuyabileceğim. Artık kimseye ihtiyacım kalmadı.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.