Menfur Ne Demek?
Menfur: Nefret uyandıran, tiksinti veren, iğrenç anlamlarına gelmektedir.
MENFUR KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER
Kâbe, sâhip olduğu kıymet ve kudsiyyeti çekemeyen pek çok müşrik kavmin saldırısına da mâruz kaldı. Yemen hükümdârı Ebrehe’nin menfur taarruzundan önceki asırlarda, putperest olan Yemen hükümdarlarından üçü daha Kâbe’yi yıkmak istemişti. Bu taarruzlardan birisinde Hüzeyloğulları’ndan bâzı
kimseler, Tübba’ı21 Kâbe’yi yıkıp oradaki hazîneyi alması için kışkırttılar. Onu böylesi menfur bir taarruza sevk etmelerinin sebebi, Tübba’dan kurtulmak istemeleri idi. Zîrâ Hüzeyloğulları, Kâbe’nin kudsiyyetine inanıyor ve târihî tecrübelere istinâden ona karşı yapılacak herhangi bir suikastin kesinlikle helâke sebeb olacağını çok iyi biliyorlardı.
*****
Fahr-i Kâinât Efendimiz’in hâne-i saâdetleri, iki ebediyyet fukarâsı Ebû Leheb ile Ukbe bin Ebî Muayt’ın evleri arasında idi. Bunlar, her türlü pisliği getirip Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in kapısının önüne atarlardı. Fahr-i Kâinât Efendimiz’in rakîk ve temiz gönlü, komşularının bu çirkin muâmelesinden incinir:
“−Ey Abdi Menaf Oğulları! Bu nasıl komşuluk?!” diye sitem eder, pislikleri kapısının önünden yayı ile uzaklaştırırdı. (İbn-i Sa’d, I, 201)
Ebû Leheb, birgün yine aynı menfur hareketini yapmak üzereyken Hazreti Hamza onu gördü. Pisliği elinden alıp başının üzerine döktü. Ebû Leheb, bir taraftan pislikleri temizlerken, diğer taraftan da Hazret-i Hamza’ya hakâret ediyordu.
*****
Cenâb-ı Hak, bu gâfillerin hâlini şöyle beyân buyurur:
“Onlara yeryüzünde fesat çıkarmayın denildiği zaman: «Biz ancak ıslâh edicileriz.» derler. Şunu bilin ki, onlar fesatçıların tâ kendileridir, lâkin (bunlar böyle olduklarının) farkında değillerdir.” (el-Bakara, 11-12)
O hâlde kişinin, kendi nefsânî karar, istek ve hırsları değil, Allâh’ın arzu ve murâdı önemlidir. Dînî motif ve prensipleri kullanarak kendi menfur emellerini gerçekleştirmek isteyenler, aslında bütün bunlardan münezzeh olan Allâh’ın rızâsını kaybedenlerdir.