Meryem Suresi 38. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Meryem Suresi 38. ayeti ne anlatıyor? Meryem Suresi 38. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Meryem Suresi 38. Ayetinin Arapçası:
اَسْمِعْ بِهِمْ وَاَبْصِرْۙ يَوْمَ يَأْتُونَنَاۚ لٰكِنِ الظَّالِمُونَ الْيَوْمَ ف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍ
Meryem Suresi 38. Ayetinin Meali (Anlamı):
Onlar, huzurumuza çıkacakları o gün öyle güzel işitecek, öyle güzel görecekler ki! Gerçeği çok iyi anlayacaklarsa da bunun bir faydası olmayacaktır. Ne var ki, zâlimler bu gün apaçık bir sapıklık içinde diretiyorlar.
Meryem Suresi 38. Ayetinin Tefsiri:
Onlar,
Allah’ın huzuruna çıkacakları o gün her şeyi çok iyi işitecekler, çok iyi
görecekler. Allah’ın haber verdiği gerçekleri bütün açıklığıyla görüp
anlayacaklar. Fakat bu, onlara bir fayda sağlamayacaktır. Hakkın yerine bâtılı,
doğrunun yerine yanlışı koymaya çalışmakla zâlim olanlar, dünyada apaçık bir
sapıklık içinde bulunmaktadırlar. Ancak fırsat eldeyken kendilerini bu
sapıklıktan kurtarmalıdırlar. Bu sebeple, her türlü işin karara bağlanıp
bitirilmiş olacağı, bir daha geri dönüş imkânının bulunmayacağı o “Onulmaz
Pişmanlık Günü”nün dehşetiyle onları korkut da intibâha gelsinler; içinde
bulundukları derin gafletten uyansınlar, imansızlıktan kurtulup hidâyete
erişsinler. Zira o gün öyle bir gündür ki, günahkâr günahına, iyilik sahipleri
iyiliklerinin azlığına pişman olacaklardır. Nitekim Resûlullah (s.a.s.), biz
ümmetini gaflet uykusundan uyandırmak için:
“–Ölüp
de pişmanlık duymayacak hiçbir kimse yoktur” buyurmuştu.
“–O
pişmanlık nedir yâ Resûlallah?” diye soruldu. Efendimiz:
“–Ölen,
iyilik ve ihsan sahibi, sâlih bir kişi ise, bu hâlini daha fazla artıramamış
olduğuna; şâyet kötü bir kişi ise, kötülükten vazgeçerek hâlini ıslah
etmediğine pişman olacaktır” cevâbını verdi. (Tirmizî, Zühd 59/2403)
Cenâb-ı
Hak bu hususta kullarını şöyle îkâz buyurur:
“Ey
iman edenler, mallarınız ve çocuklarınız Allah’ı anmaktan sizi alıkoymasın.
Böyle yapanlar, en büyük zarara uğrayanların tâ kendileridir. Sizden birine
ölüm gelip de: «Rabbim! Ne olurdu ecelimi biraz daha erteleseydin de sadaka
verip iyi kullardan olsaydım!» diye yalvarmadan önce size verdiğimiz
rızıklardan Allah yolunda harcayın. İyi bilin ki Allah, eceli geldiğinde hiç
kimsenin ölümünü bir an geri bırakmaz. Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkiyle
haberdardır.” (Münafıkûn 63/9-11)
Şu
da bir gerçek ki, bu dünyada kimse bâki kalmayacak, buraya her konan mutlaka
göçecek, herkes kesinlikle Allah’a dönecektir. Hem yeryüzüne hem de orada
bulunan herkese sadece ve sadece Ebedî, Ezelî ve Bâki sıfatlarının tek sahibi
Allah Teâlâ vâris olacaktır!
Şâir,
şu sade beytiyle bu mânayı ne güzel hülâsa eder:
“Gelir
bir bir, gider bir bir, kalır Bir,
Giden
gelmez, gelen bilmez acep sirr.”
Şimdi
ise hem Allah’a kullukta, hem de Allah’a davette mü’minlere yol gösterecek
model bir şahsiyet olarak Hz. İbrâhim’in kıssası anlatılır:
Meryem Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Meryem Suresi 38. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR