Meryem Suresi 54. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Meryem Suresi 54. ayeti ne anlatıyor? Meryem Suresi 54. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Meryem Suresi 54. Ayetinin Arapçası:
وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ اِسْمٰع۪يلَۘ اِنَّهُ كَانَ صَادِقَ الْوَعْدِ وَكَانَ رَسُولًا نَبِيًّاۚ
Meryem Suresi 54. Ayetinin Meali (Anlamı):
Rasûlüm! Kitapta İsmâil’in kıssasını da an. Şüphesiz ki o sözüne sâdık bir insandı; bir rasûl, bir nebî idi.
Meryem Suresi 54. Ayetinin Tefsiri:
Bir
resûl ve bir nebî olan Hz. İsmâil, verdiği sözde durmakla temâyüz etmişti.
Verdiği her sözü mutlaka yerine getirir, bu hususta fevkalade bir hassasiyet ve
titizlik gösterirdi. Meselâ o, kurban edileceği zaman babasına: “İnşallah
beni sabredenlerden bulacaksın” (Saffât 37/102) diye söz vermiş ve yerine
kurbanlık bir koç gelinceye kadar sabretmiştir. Dolayısıyla Hz. İsmâil’in bu
önemli özelliğinin burada zikredilmesi, bunu işiten herkesi sözünde doğru
olmaya ve vaadini yerine getirmeye teşvik etmektedir. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s.),
henüz peygamber olmadan önce kendisiyle alış-veriş yaptığı bir kişiyi, buluşmak
üzere sözleştikleri yerde tam üç gün beklemişti. Üç gün sonra verdiği sözü
hatırlayıp oraya gelen o kişi Efendimiz’in hala sözleştikleri yerde durmakta
olduğunu görünce şaşırmıştı. Efendimiz ona: “Ey genç! Gerçekten beni zora
koştun. Üç günden beri seni burada bekliyorum” (Ebû Dâvûd, Edeb 82)
buyurmuştu
Hz.
İsmâil, ailesi başta olmak üzere halkına devamlı sûrette namaz kılmayı ve zekât
vermeyi emrederdi. Aslında namaz ve zekât, nerede ve ne şekilde olursa olsun
Allah’ın onlara emrettiği bütün bedenî ve mâli ibâdetleri şumûlüne alır.
Allah
Teâlâ, hususiyle ailemizden ve yakınlarımızdan başlayarak dinin tebliğ
edilmesini istemekte ve şöyle buyurmaktadır:
“Rasûlüm!
Önce en yakın akrabanı uyar.” (Şuarâ 26/214)
“Ailene
ve ümmetine namazı emret. Kendin de onu kılmaya sabırla devam et.” (Tâhâ
20/132)
“Ey
iman edenler! Hem kendinizi hem de ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan o
müthiş cehennem ateşinden koruyun!” (Tahrîm 66/6)
Çünkü
bir tebliğcinin ailesi ve yakın akrabası düzelince diğer insanların onlara
uyarak hallerini ıslah etmeleri daha kolay olur.
Hz.
İsmâil, Allah’ın kendisinden râzı olduğu mümtâz bir şahsiyetti. Çünkü o, Allah
Teâlâ’nın razı olacağı bir kulluk yapıyor; O’nun rızâsına halel getirecek her
türlü hal ve hareketten uzak duruyordu. Her taatinde en yüksek dereceyi
tutturuyordu. Bu onun sahip olduğu güzel vasıfların en şereflisi ve en yücesi
idi. Zira Allah’ın bir kuldan çok çok râzı olmasından daha üstün bir makam
yoktur. Bu sebeple Yüce Rabbimize: “Allahım! Bizi râzı olduğun her türlü söz,
amel, fiil ve düşüncelere muvaffak kıl. Bizi râzı olmadığın her türlü söz,
amel, fiil ve düşüncelerden de muhafaza buyur” diye dua etmeliyiz.
Bu
sûrede bahsi geçen peygamberlerin son halkası olarak da Hz. İdris’in ibret dolu
hayatına kısaca temas edilir:
Meryem Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Meryem Suresi 54. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...