Meryem Suresi 56. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Meryem Suresi 56. ayeti ne anlatıyor? Meryem Suresi 56. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Meryem Suresi 56. Ayetinin Arapçası:
وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ اِدْر۪يسَۘ اِنَّهُ كَانَ صِدّ۪يقًا نَبِيًّاۗ
Meryem Suresi 56. Ayetinin Meali (Anlamı):
Rasûlüm! Kitapta İdrîs’in kıssasını da anlat. Şüphesiz o özü sözü doğru bir peygamberdi.
Meryem Suresi 56. Ayetinin Tefsiri:
Hz.
İdrîs, Hz. Âdem’in altıncı kuşaktan torunudur. İdrîs (a.s.) kendisine
peygamberlik verilmeden önce de ibâdetle meşgûl olurdu. Sâlih kimselerle
beraber bulunur, geçimini el emeğiyle bizzât te’mîn ederdi. İnsanlık târihinde
ilk defa dikiş dikme, yâni terzilik mesleği İdrîs (a.s.) ile başlamıştır.
İçinde yaşadığı toplum, Kâbil soyundan gelen bir cemâat idi. Maddeten ve mânen
çok bozulmuş, kulluk vazîfelerini terk etmişlerdi. Her türlü haram ve kötülüğü,
helâl sayarak işliyorlardı. Cenâb-ı Hak onlara Hz. İdris’i peygamber gönderdi.
Kendisine otuz sahife indirdi. Buradaki ilâhî emir ve yasakları kavmine teblîğ
etti. O çok doğru sözlü, özü sözü dürüst bir peygamberdi. Aynı zamanda sabırlı
ve sâlih bir insandı. (bk. Enbiyâ 21/85-86)
Bu
âyetlerde Hz. İdris’in yüce bir mekâna yükseltildiği haber verilmektedir. Bu
yüce mekândan maksat, Allah Teâlâ’ya yakın bir mertebeye veya cennete yahut da
dördüncü kat semâya kaldırılmasıdır. Nitekim bu konuyla alâkalı şöyle bir
hadîs-i şerîf vardır:
“Ben
Mîrâc’da dördüncü kat semâya çıktığımda, İdrîs peygamber ile karşılaştım.
Cibrîl bana:
«–Bu
gördüğün İdrîs’tir. Ona selâm ver!» dedi.
Ben
de ona selâm verdim. O da benim selâmıma cevap verdi. Sonra:
«–Merhabâ
sâlih kardeş, sâlih peygamber!» dedi.” (Buhârî, Bed’ü’l-Halk, 6; Müslim,
İmân 259-264)
Bâzı
âlimler, İdrîs (a.s.)’ın hâlen gökte ve hayatta olduğunu söylemektedirler.
Mevlânâ (k.s.), her ikisi de semâya kaldırılan Hz. İdrîs ile Hz. İsa’nın
hâllerini şöyle anlatır:
“Hz.
İdrîs ve Hz. İsa, fevkalâde riyâzât ve mücâhede ile melekler gibi oldular.
Neredeyse, yemez, içmez hâle geldiler. Âdeta meleklerle hemcins olduklarından
göğe kaldırıldılar…”
Onların
sabır, şükür ve riyâzâtla rûhlarının büyük bir olgunluk kazanıp kemâle ermesi
neticesinde, letâfete bürünüp melekler gibi göğe kaldırılması, kulun da nefs
tezkiyesi ve kalb tasfiyesi ile birçok ulvî makamlara ulaşabileceğini
göstermektedir.
Hz.
İdrîs, kavmine hikmetli sözlerle nasîhatlerde bulunurdu. Bunlardan bazıları
şunlardır:
“Akıllı
kimsenin mertebesi yükseldikçe tevâzûu artar.”
“Akıllı
kimse, başkasının ayıbına bakmaz! Kişinin ayıbını yüzüne vurmaz! Malı
çoğaldıkça, mağrûr olup ahlâkını bozmaz!”
“Âhiret ile dünya sevgisi aslâ bir arada
bulunmaz!”
Burada
ismi geçen ve geçmeyen bütün peygamberler çok yüksek bir seviyede kulluk
sergilemişler, Allah Teâlâ’nın hoşnutluğunu kazanabilmek için büyük gayretler
göstermişlerdir. Fakat onların vefatlarından sonra gelen bir takım nesiller,
aynı kulluk heyecanını taşıyamayıp ciddi bir kısım sapmalar yaşanmıştır:
Meryem Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Meryem Suresi 56. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR