Meryem Suresi 65. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Meryem Suresi 65. ayeti ne anlatıyor? Meryem Suresi 65. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Meryem Suresi 65. Ayetinin Arapçası:
رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا فَاعْبُدْهُ وَاصْطَبِرْ لِعِبَادَتِه۪ۜ هَلْ تَعْلَمُ لَهُ سَمِيًّا۟
Meryem Suresi 65. Ayetinin Meali (Anlamı):
“O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Öyleyse yalnız O’na kulluk et; O’na olan kulluğunda sabır ve sebât göster! Hiç O’na denk ve adaş olacak başka birini biliyor musun? Hayır, yoktur!”
Meryem Suresi 65. Ayetinin Tefsiri:
Resûlullah (s.a.s.), oldukça ağır risâlet yükünü omuzlarında taşıdığı için, Rabbinden gelen vahiyler onun için bir huzur ve emniyet kaynağı oluyor; dostu Cebrâil (a.s.)’la buluşması onu rahatlatıyor ve surûra garkediyordu. Bu sebeple zaman zaman vahiy kesintiye uğradığında onu hasretle bekliyor; Cebrâil (a.s.)’ın gelmesi geciktiğinde de onun yollarını gözlüyordu. İşte Abdullah b. Abbas (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (s.a.s.), Cebrâil’in kendisini daha çok ziyaret etmesini istemiş ve bunun üzerine bu âyetler inmiştir. (Buhârî, Tefsir 19)
Âyetlerin inişiyle ile alakalı diğer bir rivayet ise şöyledir:
Müşrikler, Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’e bazı hususlarda süaller sordular. Peygamberimiz (s.a.s.) de kendilerine yakında bilgi vereceğini söyledi. Fakat Cebrâil (a.s.) onun beklediği zamanda gelmediği için onların istediği cevapları hemen veremedi. Arayıp da bulamadıkları fırsatı kaçırmayan müşrikler bu kez: “Muhammed’in Rabbi onu unuttu!” demeye başladılar. Efendimiz (s.a.s.) buna çok üzülünce bu âyetler nâzil oldu. (Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXI, 203)
Bu âyetler, Cebrâil dâhil bütün meleklerin yalnız Allah’ın emriyle hareket ettiklerini, O’nun izni ve emri olmadan inip çıkmak, gelip gitmek dâhil hiçbir şey yapamadıklarını, vazifelerinin sadece Allah’a kayıtsız şartsız itaat olduğunu haber verir. Her şeyi bilen Allah Teâlâ, hiçbir şeyi unutmaz, ihmal etmez. İstediğini dilediği şekilde ve istediği zaman yapar. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi olduğu için, hiç kimsenin O’nun işine karışması da mümkün değildir. Başta Peygamberimiz olmak üzere insanlara düşen sadece O’na kulluk etmek; O’na kullukta ölüm gelinceye kadar sabır ve sebat göstermektir. Nitekim âyet-i kerîmede:
“Gözlerden perdeyi kaldırıp her gerçeği ortaya çıkaracak ölüm sana gelip çatıncaya kadar da Rabbine kulluğa devam et!” (Hicr 15/99) buyrulur.
65. âyette yer alan اَلسَّمِيُّ (semiyy) kelimesinin “adaş, denk ve benzer” mânalarına geldiği daha önce geçmişti. (bk. Meryem 19/7) Allah Teâlâ’ya hiçbir varlığın denk ve benzer olması mümkün değildir. Çünkü O yaratandır; O’nun dışındaki her şey yaratılmıştır. Âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:
“Hiçbir şey O’na denk değildir.” (İhlâs 112/4)
“O’nun benzeri gibi hiçbir şey yoktur.” (Şûrâ 42/11)
Dikkat çeken hallerden biri de şudur ki, Allah Teâlâ’nın bir kudret ve azamet tecellisi olarak, puta tapanlardan bile hiç kimse kendi mabudlarına “Allah” ismini vermemiştir. Firavun bile kavmine: “Sizin en yüce Rabbiniz benim!” (Nâziât 79/24) demiş, fakat “Ben Allahım” demeye güç yetirememiştir. Hâsılı ahadiyet izzeti ve ulûhiyet gayreti[1], bu yüce ismi kâfirlerin rastgele kullanmalarından korumuş; putlarını “Allah” ismiyle çağırmalarına mâni olmuştur. Ayrıca her zaman nimet ve mihnette, zahmet ve meşakkatte, zorluk ve kolaylıkta iman ehlinin lisânını o şerefli ismin zikriyle dâim kılmıştır. O halde sadece O’nun emrine teslim olmak; canı, malı, hayatı O’nun yoluna adamak lazımdır.
Bu kadar açık gerçeklere rağmen insanın şu gafletine ne demeli:
[1] Ahadiyet izzeti: Allah’ın birliğinden doğan izzet, kuvvet ve şeref. Uluhiyet gayreti: Allah’ın tek ilah olmasının gerektirdiği tabii sonuç.
Meryem Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Meryem Suresi 65. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR