
Meryem Suresinin 35-36. Ayetleri Ne Anlatıyor?
Meryem suresinin 35-36. ayetlerinde ne anlatılmak isteniyor? Allah için hiçbir şeyin zor olmadığını ve “Allah bir seye ol derse (olur)” olacağını bildiren âyetler; Meryem suresinin 35-36. ayetlerinin Arapçası, meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
Meryem Suresinin 35-36. ayetlerinde şöyle buyrulur:
Meryem Suresi 35-36. Ayetleri Arapça:
مَا كَانَ لِلّٰهِ اَنْ يَتَّخِذَ مِنْ وَلَدٍۙ سُبْحَانَهُۜ اِذَا قَضٰٓى اَمْرًا فَاِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُنْ فَيَكُونُۜ وَاِنَّ اللّٰهَ رَبّ۪ي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ
Meryem Suresi 35-36. Ayetleri Meali:
Bir işe karar verdiği zaman ona sadece “ol!” der, hemen olur. Îsâ, şunu da söyledi: “Muhakkak ki Allah, benim de Rabb’im, sizin de Rabb’inizdir. O hâlde O’na kulluk edin, doğru yol budur.” (Meryem, 19/35-36)
ALLAH İÇİN ZOR DİYE BİR ŞEY YOKTUR
Bilgi:
Hz. Îsâ -aleyhisselâm-’ın babasız dünyaya gelişi ve daha beşikte iken nübüvvetini açıklaması apaçık birer mucize iken o dönemdeki insanlar bunu inkâr etmişlerdir. Hatta daha da ileri giderek Hz. Meryem -aleyhisselâm-’e iftira atmışlardır. Oysa insanların idraklerini aşan bir olay, Peygamber vasıtasıyla bildirildiğinde buna inanmak en sağlam yoldur. Zira Allah’ın kudretinin sınırı yoktur.
Mesaj:
- Allah’ın kudreti sonsuzdur. O’nun insan aklının kavrayamayacağı şekilde irade ettikleri, insanlar için birer imtihan vesilesidir.
- Allah, insanların rabbidir. Kendisine kulluk edilmeye layık olan sadece O’dur.
- Sırat-ı müstakîm, ilk insandan beri bütün peygamberlerin çağırdığı yolun adıdır.
Kelime Dağarcığı:
Sırat-ı müstakîm: Gerçeğe götüren doğru yol.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
Meryem Suresi 35-36. Ayetleri Tefsiri:
- İşte Yahudilerin ve Hristiyanların hakkında şüpheye düşüp tartışageldikleri Meryem oğlu İsa’yla ilgili gerçek söz budur.
- Allah’ın bir çocuk edinmesi olacak şey değildir; O, yaratılmışlara ait bu tür özelliklerden mutlak mânada pak ve uzaktır! Bir işin olmasını istediği zaman ona sadece “Ol!” der, o da derhal oluverir.
- İsa de ki: “Şüphesiz Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; o halde yalnız O’na kulluk edin. İşte dosdoğru yol budur!”
- Sonra Yahudi ve Hristiyan fırkalar, İsa hakkında kendi aralarında anlaşmazlığa düştüler. Artık gerçeğin ortaya çıkacağı o büyük gününün duruşmasında vay o kâfirlerin hâline!
Hakkında Yahudi ve Hristiyanların şüphe ettikleri Îsâ (a.s.), gerçek söze, Hakk’ın beyânına göre: “Hz. Meryem’den babasız ve tertemiz bir şekilde dünyaya gelmiş, peygamber olmuş, kendisine kitap verilmiş, Allah’a kullukla mesul, ölümlü bir insandır.” O, ne Yahudilerin iddia ettikleri gibi gayr-i meşrû yolla doğmuş biridir. Ne de Hristiyanların iddia ettikleri gibi Allah’ın oğlu veya üçün üçüncüsü yahut Allah’tır. Zira Allah Teâlâ çocuk edinmekten çok yücedir. Hz. İsa’nın (a.s.) niçin mûcizevî bir şekilde babasız yaratıldığı sorulacak olursa, bunun cevabı basittir: Allah istediğini istediği şekilde yaratır. Buna engel olacak hiçbir güç yoktur. O (c.c), bir işin olmasını istediğinde ona sadece “Ol” demesi yeterlidir; böyle buyurmasıyla o işin olması aynı anda gerçekleşir. O halde ister Allah, ister Hz. İsa hakkında kendiliğimizden uydurduğumuz kuruntuları, yanlış düşünce ve inançları terk ederek Hz. İsa’nın çağları aşan şu mesajına kulak verelim:
“Şüphesiz Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; o halde yalnız O’na kulluk edin. İşte dosdoğru yol budur!” (Meryem 19/36)
Nitekim Zuhruf sûresinde de Hz. İsa’nın (a.s.) şöyle dediği haber verilir:
“…Ben size hikmeti getirdim ve anlaşmazlığa düştüğünüz bazı hususları size açıklayayım diye geldim. Öyleyse Allah’a gönülden saygı duyup O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin! Şüphesiz benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz yalnız Allah’tır. O halde yalnızca O’na kulluk edin. Dosdoğru yol işte budur.” (Zuhruf 43/63-64)
Bu mesaja kulak vermeyip Hz. İsa (a.s.) hakkında ileri geri konuşanlar, anlaşmazlığa düşenler, yanlış inançlara saplananlar, yarın gerçeğin bütün açıklığıyla ortaya çıkacağı; meleklerin, peygamberlerin ve insandaki tüm azaların şâhitlik yapacağı; hesabın görülüp cezanın verileceği kıyâmet gününde acınacak duruma düşeceklerdir.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com
YORUMLAR