Meryem Suresinin 87. Ayeti Ne Anlatıyor?
Meryem suresinin 87. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Şefaatin ancak Allah’ın izniyle olacağını bildiren âyet; Meryem suresinin 87. ayetinin Arapçası, meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
Meryem Suresinin 87. ayetinde şöyle buyrulur:
Meryem Suresi 87. Ayet Arapça:
لَا يَمْلِكُونَ الشَّفَاعَةَ اِلَّا مَنِ اتَّخَذَ عِنْدَ الرَّحْمٰنِ عَهْدًاۢ
Meryem Suresi 87. Ayet Meali:
(O gün) Rahman’ın katında söz ve izin alandan başkasının şefaat hakkı olmayacaktır. (Meryem, 19/87)
ŞEFAAT, ANCAK ALLAH’IN İZNİYLEDİR
Bilgi:
Şefaat, ahirette peygamberlerin ve kendilerine izin verilen kimselerin, müminlerin bağışlanması için Allah katında niyazda bulunmaları anlamında bir terimdir. Esasında Allah’ın, kulunu koruyup kollaması için hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Bununla birlikte Allah Teâla, layık olan kullarına özel ikram kabilinden şefaat gibi bazı imkânlar sunabilir. Ayette, kendilerine izin verilenlerin şefaat edeceği, bundan başka şefaat olmayacağı bildirilmektedir. Herkes ameline göre değerlendirilecektir. Amelleri iyi olanlar, elçiler heyeti gibi ağırlanarak cennete gireceklerdir. İnkârcılar ise sürü hâlinde cehenneme götürüleceklerdir.
Mesaj:
- Allah’ın -celle celâlühû- izni olmadan kimse kimseye fayda veya zarar veremez.
- Şefaat ancak iman ve amel ehli için geçerli olur.
Kelime Dağarcığı:
Ahd: Söz, vaat, anlaşma.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
Meryem Suresi 87. Ayet Tefsiri:
- O gün Rahmân’ın katında, kendisine söz ve izin verilenler dışında hiç kimse şefaat etme yetkisine sahip olamayacaktır.
Burada iki hususa temas edilir. Birincisi; şefaat ancak bu maksatla Rahman’dan izin alabilen, yani dünyadayken Allah’a inanıp, O’nun af ve mağfiretine layık bir hale gelen kimse için geçerli olacaktır. Kıyâmet günü sadece böyle kimseler için şefaat edilecektir. İkincisi ise, sadece Rahman’ın izin verdiği kimseler başkaları için şefaat edebilecektir. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “O gün hiç kimsenin şefaati fayda vermeyecek; ancak Rahmân’ın izin verdiği ve konuşmasına râzı olduğu kimseninki müstesnâ.” (Tâhâ 20/109; ayrıca bk. Bakara 2/255)
Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurur: “Ben şefaat edip duracağım. Nihayet, Rabbim «Lâ ilâhe illallah Muhammedun Resûlullah, diyen kimseler hakkında da şefaatimi kabul buyur» diyeceğim. Rabbim şöyle cevap verecek: «Ey Muhammed! O sana değil, bana aittir.»” (Müslim, İman 326)
Şunu belirtmek gerekir ki, kişinin “lâ ilâhe illallah” demesi, onun bütün şirk şaibelerinden gönlünü temizlemesi anlamına gelmektedir. Dolayısıyla şirk günahı içinde ölenler, hele Allah’a çocuk isnat etmek gibi en büyük şirki işleyenler kurtluş ihtimallerini tamamen kaybetmişlerdir.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com