Mescid-i Aksâ'da İzin Belgesi Olmayan Namaz Kılamıyor

İsrail ordusu, 16 ile 30 yaş arasındaki Filistinli kadınlar ile 30 ile 50 yaş arasındaki Filistinli erkeklerin cuma günleri Mescid-i Aksa'da namaz kılabilmeleri için izin belgesi istiyor.

İsrail ordusunun, "güvenlik" gerekçesiyle Batı Şeria'da bir dizi yeni tedbir aldığı belirtildi.

İsrail devlet radyosunun, ordunun açıklamasına dayandırdığı haberine göre, düzenlenen "tehlikeli operasyonlar" nedeniyle Batı Şeria'daki Filistinlilerin hareket alanı, Kudüs ve ülkeye giriş konularında bir dizi özel güvenlik tedbiri alındı.

Haberde, 16 ile 30 yaş arasındaki Filistinli kadınlar ile 30 ile 50 yaş arasındaki Filistinli erkeklerin cuma günleri Mescid-i Aksa'da namaz kılabilmeleri için izin belgesi almaları gerektiği, belirtilen yaş aralığının üzerindeki kadın ve erkeklerin Mescid-i Aksa'ya izin belgesi olmaksızın girebileceği kaydedildi.

Böylece İsrail'in, 40 yaş üstündeki Batı Şerialılara ramazan ayı boyunca cuma günleri Kudüs'e giriş izni verme uygulamasında geri adım attığı dile getiriliyor.

FİLİSTİNLİLERE YÖNELİK BASKI ARTIYOR

İsrail ordusunun ayrıca Ramallah'ın kuzeyindeki Beyt İl Kontrol Noktası'nı kapattığı ifade edilen haberde, daha önce gerçekleştirilmiş bir koordinasyon olmadıkça Filistinlilerin giriş ve çıkışının yasaklandığı belirtildi.

Haberde, Filistinlilerin, Ramallah ile El-Calzon Mülteci Kampı arasında ulaşımı sağlayan 60. Cadde'yi de kullanmalarının yasaklandığı bildirildi.

İsrail içerisindeki Filistinlilerin kurduğu "1948 Toprakları İslami Hareketi" tarafından, 10 Haziran'da yapılan açıklamada, ramazan ayında Mescid-i Aksa'ya akın edilmesi çağrısında bulunulmuştu.

Söz konusu çağrı üzerine İsrail polisinin, Doğu Kudüs'te ramazan ayı boyunca cuma günleri güvenlik önlemlerini artıracağı, Mescid-i Aksa'ya girişlerde 40 yaşın altındaki erkeklere izin verilmeyeceği ancak kadınlar için yaş sınırlaması getirilmediği belirtilmişti.

"MESCİD-İ AKSA YAHUDİLERE AÇILACAK" İDDİASI

İsrail ve Ürdün arasında, Yahudi ve Hristiyanların Mescid-i Aksa’ya girebilmesi için müzakere yürütüldüğü iddia edildi.

İsrail’in Haaretz gazetesinde yer alan habere göre, Ürdün ve İsrail arasındaki müzakereler birkaç aydır devam ediyor.

İsrail, Ürdün ve Filistin yönetimi arasında yapılan toplantının ardından, "böyle bir adımın Mescid-i Aksa’da barışın sürdürülmesine yardımcı olacağı sonucuna varıldığı" öne sürülen haberde, İsrail Başbakanlık ofisinden bir yetkilinin ise "Mescid-i Aksa'nın statükosu hakkında bir müzakerenin yürütülmediğini" söylediği belirtildi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.