Mezarlıktaki Ağaç, Ot vb. Bitkileri Yakmak Caiz midir?
Mezarlıkları temizlemek maksadıyla buradaki bitkilerin yakılması caiz midir? Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım cevaplıyor.
AĞAÇ DİKMEK İLE İLGİLİ HADİSLER
Rasûlullah (sallâllâhu aleyhi ve sellem) bir taraftan mevcut bitkileri muhâfaza ederken, diğer taraftan da çevreyi yeşillendirmeye teşvik ediyorlardı. Bir defasında şöyle buyurmuşlardı:
“Kıyâmet kopuyor olsa ve birinizin elinde bir fide bulunsa, kıyâmet kopmadan onu dikebilirse bunu hemen yapsın!” (Ahmed, III, 191, 183)
Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem) Efendimizin şu hadîs-i şerîfleri de ağaç dikenler için ne güzel bir müjdedir:
“Bir Müslüman herhangi bir ağaç veya bitki dikerse, ondan yenilen şey kendisi için sadakadır, ondan çalınan şey kendisi için sadakadır, yabânî hayvanların yediği şeyler sadakadır, kuşların yedikleri sadakadır, bir kişinin ondan alıp eksilttiği şey de kendisi için sadakadır.” (Müslim, Müsâkât, 7)
AĞAÇ DİKMEK SADAKADIR
Asbâb-ı kirâmın ileri gelenlerinden Ebu’d-Derdâ (radıyallâhu anh) Şam’da ağaç dikmekteydi. Yanına birisi yaklaştı ve hayretle:
“–Sen, Peygamber Efendimizin yakın arkadaşı olduğun hâlde, ağaç dikmekle mi meşgul oluyorsun?” dedi. Ebu’d-Derdâ Hazretleri şu cevâbı verdi:
“–Dur bakalım, hakkımda böyle acele hüküm verme! Ben Resûlullah’ı şöyle buyururlarken işittim:
«Bir kimse ağaç diker de o ağacın meyvesinden bir insan veya Allâh’ın mahlûkâtından herhangi bir varlık yerse bu, o ağacı diken kimse için sadaka olur.»” (Ahmed, VI, 444. Bkz. Müslim, Müsâkât, 7)
AĞAÇLARA ZARAR VERMEYİN!
Müslümanlar büyük ordularıyla hareket ederken bile bitkilere ve ağaçlara zarar vermemek için gayret sarf ediyorlardı. Meselâ Halîfe Hz. Ebûbekir (radıyallâhu anh) sefere çıkmaya hazırlanan ordusuna şu emirleri vermişti:
“Hâinlik yapmayınız, ganimet malına ihânet etmeyiniz, zulmetmeyiniz, müsle yapmayınız (kulak, burun gibi âzâları keserek işkence etmeyiniz); çocukları, yaşlıları ve kadınları öldürmeyiniz! Hurma ağaçlarını kökünden kesmeyiniz ve yakmayınız, meyveli ağaçları kesmeyiniz; koyun, sığır ve develeri -yiyeceğiniz hâriç- kesmeyiniz! Manastırlara kapanıp kendilerini ibadete vermiş kimselerle karşılaşacaksınız, onları ibadetleriyle baş başa bırakınız…”[1]
Dipnot:
[1] Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, IX, 85; Ali el-Müttakî, Kenz, no: 30268; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 196.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Din İslâm, Erkam Yayınları