Mezhep İmamları

Mezhep imamları kimlerdir? Dört büyük imam kimdir? Sırasıyla mezhep imamlarının hayatları ve görüşleri.

Dört büyük imam ya da mezhep imamları ameli mezheplerin kurucuları olarak bilinen “İmam” sıfatıyla vazife yapan alimlerdir.

DÖRT BÜYÜK İMAM

1. İmam Ebu Hanife (İmam-ı Azam)

2. İmam-ı Şafi

3. İmam Ahmet Bin Hanbel

4. İmam Mâlik bin Enes

İMAM NE DEMEK?

Sözlükte imâm “kendisine uyulan kimse” demektir. Toplumun başında bulunan ve toplumun fertlerini yönlendiren kişiler imam diye anılmıştır. İmamın sevk ve idare ettiği toplum ise ümmet kelimesiyle karşılanmıştır. Bu durumda imam “ümmetin idaresini üstlenen kişi”, imâmet “imamın üzerine aldığı görev” anlamına gelmektedir. Ayrıca cemaate namaz kıldıran kimseye önder ve yönetici niteliği sebebiyle imam, yaptığı göreve imâmet denmişse de karışıklığı önlemek amacıyla devlet başkanlığı için “büyük imamlık” (el-imâmetü’l-uzmâ, el-imâmetü’l-kübrâ) ifadesi tercih edilmiştir.

İMAM EBU HANİFE (İMAM-I AZAM) KİMDİR?

İmam Ebû Hanîfe, 699 yılında Kûfe’de doğdu. Aslen Türk veya Fârisî olduğu yönünde görüşler vardır.

Hanefî mezhebi muhitinde “İmâm-ı Âzam” (büyük imam) lakabı ile anılır.

İslam dininin dört fıkıh mezhebinden birisi olan Hanefi mezhebinin kurucusu ve Sünni fıkhının en büyük üstâdı sayılan İslam fıkıh ve hadis bilginidir.

Dindar ve varlıklı bir aileden gelen İmam Ebû Hanîfe, önce Kûfe’de Kurân-ı Kerîm’i hıfzedip, sarf, nahiv, şiir ve edebiyat, cedel ve kelâm öğrendi. Kûfe, Basra ve Irak’ın ileri gelen üstatlarından hadis dinledi. Yirmi yaşının biraz üzerindeyken Irak’ın en ünlü fakihi ve Irak fıkhının üstadı Hammâd b. Ebû Süleyman, Cafer es-Sâdık, Muhammed el-Bâkır Hazretleri ve pek çok âlimden istifade etti.

İmam Ebû Hanîfe, Hammâd b. Ebû Süleyman’ın vefatı üzerine onun kürsüsüne geçti ve ders vermeye başladı. Takvâ sahibi, zeki, konulara hâkim ve bildiklerini tatlı dil, güleryüz ve özlü ifadelerle anlatan iyi bir üstat olduğu kısa zamanda duyuldu ve çok geçmeden ders halkası dönemin ileri gelen ilim erbabının katıldığı ve fıkhî meselelerin ve çözümlerinin derinlemesine tartışıldığı ileri düzey bir fıkıh akademisine dönüştü. Onun ders halkalarında yetişen talebelerin sayısının 4 bini aştığı ve bunlardan kırk kadarının ictihad derecesine vardığı nakledilir.

İmam-ı Azam 767 yılında Bağdat’ta  vefat etti.

Ebû Hanîfe’nin ticarî hayatın ve günlük meselelerin içinde bulunması, insanların problem, temayül ve ihtiyaçlarını yakından tanıması da, ictihadlarının kabul görmesini sağladı ve uygulanma şansını artırdı.

İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe’nin talebeleri onun tedrîsatını devam ettirdiler ve ondan öğrendikleri usule uyarak kaynaklardan hüküm istinbatını sürdürdüler.

Hanefî mezhebi Irak’ta doğdu ve Abbâsîler devrinde talebelerinden Ebû Yûsuf’un “kadılkudât” (baş kadı) olması ile devletin başlıca fıkıh mezhebi haline geldi.

İMAM-I ŞAFİ KİMDİR?

İmam Şafi 767 yılında Gazze şehrinde (Filistin) doğdu.

İslam hukuku bilgini, Şafi mezhebinin kurucusudur. İmam Mâlik’ten Medine fıkhını, İmam Muhammed’den Irak fıkhını öğrendi. Böylece Hicaz fıkhı ile Irak fıkhını birleştirdi.

İmam Şâfi, Bağdat’ta muhtemelen iki yıl kadar kaldıktan sonra Mekke’ye döndü ve Mekke’de dokuz sene ders verdi. Bu devir Şâfi’nin ilim hayatının en verimli devridir. Çünkü o, Mekke’ye ehl-i re’y fıkhı ile ehl-i hadîs fıkhını birleştirerek döndü, yaptığı seyahatlerde asrında yaşayan âlimlerin görüşlerine vâkıf oldu, onları inceledi, rivayet ettikleri hadislerin çoğunu topladı. Bağdat’a dönünce fıkıhta kendi usulünü ortaya koyarak olarak talebe yetiştirmeye başladı.

İmam Şâfi, 820 yılında Mısır’da vefat etti.

İmam Şâfi, vefat ettiği zaman arkasında zengin bir fıkıh hazinesi ve kalabalık bir talebe topluluğu bıraktı. Mekke, Bağdat ve Mısır’da yetiştirdiği seçkin talebeleri onun eserlerini okuttular, görüşlerini ve diğer fakihlerle olan ihtilâflarını naklettiler. İşte bu öğrencilerin gittikçe genişleyen ders halkaları neticesinde Şâfiî mezhebi ortaya çıkmış oldu.

İMAM AHMET BİN HANBEL KİMDİR?

İmam Ahmed bin Hanbel, 780 yılında Bağdat’ta doğdu.

İmam Hanbel, Hanbeli mezhebinin kurucusudur. İmam-ı Şafiî’nin öğrencisidir.

Genç yaştan itibaren Bağdat’ta hadis toplamaya başladı. Hadis âlimlerinden dinlediği bütün hadisleri kaleme aldı. Hadis araştırma ve tesbiti amacıyla İslâm ülkelerini diyar diyar dolaştı. İçeriğinde 30 bin hadisin olduğu “El-Müsned” hadis kitabını yazdı.

O İmam Şâfiî’nin fıkıhtaki bilgisine, hüküm çıkarma ve istinbat usul ve metoduna hayrandı. İmam Ahmed bin Hanbel Mekke’de, Bağdat’ta İmam Şâfiî’den bu metotları öğrendi ve benimsedi. Böylece hadisleri sadece rivayetle yetinmeyip, onların fıkhî mâna ve maksatlarını da araştırdı. Olgunluk yaşına geldiği zaman ders okutmaya ve fetva vermeye başladı.

İmam Hanbel, 855 yılında Bağdat’ta vefât etti.

Mezhebin ayırıcı vasfı olarak re’y ve kıyastan çok âyet, hadis ve sahâbe kavli gibi naklî delillere dayanması dikkat çeker. Mezhepte bir bakıma hadise dayalı fıkıh anlayışı hâkimdir. Sadece fiilen karşılaşılan problemlere çözüm üretilmiştir. Teknik anlamda tam bir fıkıh mezhebi değil, bir nevi hadis ekolü olarak da görüldüğü için, Hanbelîliği fıkıh mezhepleri arasında saymayanlar da vardır.

İMAM MALİK BİN ENES KİMDİR?

İmam Mâlik b. Enes, 712 yılında Medine’de dünyaya geldi.

Mâlikî mezhebi, fıkıh ekollerinin kronolojik sıra itibariyle ikincisi olup, büyük hadis ve fıkıh bilgini Mâlik b. Enes’e nisbet edildiği için bu isimle anılmıştır.

İmam Mâlik Medine’de yetişti. Medine o dönemde, Peygamber’in hadisleri ve sahâbe ve tâbiûn fetvaları bakımından bir merkez idi. Mâlik b. Enes böylesine zengin bir ilim atmosferinde eğitim öğretim gördü. Tanınmış tâbiûn bilginlerinden hadis ve fıkıh dersleri aldı. Olgunluk çağına gelince, Medine’de Mescid-i Nebevî’de ders ve fetva vermeye başladı. Döneminde Medine fıkhının imamı olarak tanındı, etrafında geniş bir ilim halkası oluştu, öğrenciler yetiştirdi.

İmam Mâlik, 795 yılında vefat etti.

Mâlikî mezhebi iki yolla yayılmıştır. Bunlardan biri İmam Mâlik’in yazdığı eserler, ikincisi de onun talebelerinin tedvîn ve eğitim faaliyetidir.

 

İslam ve İhsan

İMAM EBU HANİFE KİMDİR?

İmam Ebu Hanife Kimdir?

İMAM ŞAFİ KİMDİR?

İmam Şafi Kimdir?

İMAM AHMED BİN HANBEL KİMDİR?

İmam Ahmed Bin Hanbel Kimdir?

İMAM MALİK KİMDİR?

İmam Malik Kimdir?

MEZHEP NEDİR? BİR MEZHEBE UYMAK ŞART MI?

Mezhep Nedir? Bir Mezhebe Uymak Şart mı?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.