Migrenden Korunmanın 10 Formülü

Migren günlük yaşam aktivitesini önemli ölçüde etkileyebilen bir baş ağrısı çeşidi. Hayatı adeta kabusa çevirebilen şiddetli migren tipi baş ağrılarından korunmak için alınması gereken en önemli tedbirlerin başında ise beslenme alışkanlıklarına dikkat etmek ve stresten uzak durmak geliyor!

Migren ağrısı, zonklayıcı, genellikle tek taraflı, bulantı-kusmanın gelişebildiği, hareketle artan, ışık-ses-koku hassasiyetinin eşlik ettiği şiddetli bir baş ağrısı tipi. Ülkemizde yapılan migren prevalans çalışmasına göre; her 100 kişiden 16’sı migren tipi baş ağrısı çekiyor. Kadınlarda erkeklere nazaran 3 kat fazla görülüyor. Bunun nedeni ise kadınlardaki hormonal değişimlerin nöral ve vasküler yapıları etkileyerek migren eşiğini düşürmesi. Migren tipi baş ağrısı kişinin günlük yaşamsal aktivitesini, iş verimliliğini ve konsantrasyonunu ciddi şekilde bozabilecek kadar şiddetli olabiliyor. Güzel haber ise migreni tetikleyen faktörleri iyi bilen ve onları engellemeye yönelik tedbirler alan migren hastalarının ilaç kullanmadan ağrıların sıklığı ile şiddetini azaltabilmeleri.

Nöroloji Uzmanı Dr. Nebahat Bilici, migren tipi baş ağrıları ataklarından korunmak için alınması gereken 10 önlemi anlatı.

  1. Gelişigüzel ağrı kesici kullanmayın

Hemen hepimiz başımız ağrıdığında çözümü ağrı kesici ilaçlarda buluyoruz. Ancak baş ağrınızın türü migren ise ve siz ayda 4-5 kereden fazla ağrı kesici ilaç alıyorsanız, bu alışkanlığınızdan hemen vazgeçin. Çünkü aşırı ağrı kesici kullanımı migren ağrılarını daha da şiddetlendirmesinin yanı sıra atak sığlığını da artırarak inatçı bir baş ağrısına dönüştürüyor. Bu nedenle yapmanız gereken şey, gelişigüzel ağrı kesici kullanmak yerine bir nöroloji uzmanına başvurmak olmalı.

  1. Migren günlüğü tutun

Alkol, nitrit ve nitratla yüklü besinler (sosis, sucuk, salam ve pastırma gibi şarküteri ürünlerinde bulunuyor), monosodyum glutamat (gıdaların aromasını artırmak için eklenen katkı maddesi) , baharatlar, deniz ürünleri, nişasta, çikolata, eskitilmiş peynir, aşırı tuz… Tüm bunlar migren baş ağrısını tetikleyen gıdaları oluşturuyor. Ancak bu gıdaların tümü her migrenli hasta için tetikleyici olmuyor. Kişisel farklılıklar ve genetik etmenlere göre bu tetikleyiciler değişiyor. Dolayısıyla migren baş ağrınızı tetikleyen gıdaları bulmak için düzenli olarak migren günlüğü tutun. Baş ağrısı atağı olduğunda bir önceki öğünde ne yediniz, ne içtiniz? bir göz atın. Bu sayede migren baş ağrınızı tetikleyen gıdaları tespit edebilirsiniz. Kronik migren atağınız varsa ve bu diyetsel tetikleyicileri belirleyemediyseniz, besin intolerans testi yaptırabilirsiniz.

  1. Stresle başa çıkmayı öğrenin

Özellikle yoğun stres altındaysanız ve bununla başa çıkamıyorsanız migren atağı için risk oluşturuyorsunuz. Ayrıca migren, anksiyete (aşırı kaygılı olma) ve depresyon olmak üzere çoğu kez psikolojik bozukluklarla da ilişkili oluyor. Bu bozukluklar çoğu kez migren ataklarının tetikleyici faktörleri olarak gösterilse de, aynı zamanda migren ataklarına karşı psikolojik bir tepki olarak da ortaya çıkabiliyor. Bu konularda uzman bir hekimle görüşüp, gerekli desteği almayı ihmal etmeyin.

  1. Öğünleri kesinlikle atlamayın

Migren ataklarına karşı her gün 2 ana 3 ara öğün beslenmeye özen gösterin. Kesinlikle öğün atlamayın. Öğün atlamak hipoglisemiye (kan şekeri düşüklüğüne) yol açtığı için migren ataklarını tetikleyebiliyor.

  1. Aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkın

Migrenli hastada uyku düzeni büyük önem taşıyor. Mümkün olduğunca aynı saatte yatıp, aynı saate kalkmaya ve bu ritmi hafta sonu da devam ettirmeye özen gösterin. Her gün en az 6 saat uyumayı da ihmal etmeyin. Ancak unutmayın ki fazla uyku da migreni tetikleyebiliyor. Dolayısıyla günde 10 saatten fazla uyumamaya da dikkat edin!

  1. Parıltılı ve sarı ışıklı ortamlarda bulunmayın

Parıltılı ışık, floresan, yanıp sönen ışıklar ve yoğun geometrik desenli yüzeyler migren ataklarını tetikliyor. Bu nedenle evinizin ışıklandırmasında sarı ışık kullanmayın, karanlıkta televizyon izlemeyin, parıltılı ışıklı ortamlardan, örneğin AVM’lerden uzak durun. Duvar kağıdınızda veya sürekli bulunduğunuz iş yeri ortamınızda yoğun geometrik desen kullanmamaya özen gösterin.

  1. Östrojen içeriği yüksek ilaçlardan kaçının

Hormonal değişimler, artan östrojen seviyesi ve regl döneminde su tutulumu ile ödem, migren baş ağrısı ataklarını tetikleyebiliyor. Bu dönemleri, dinlenerek, beslenme düzenine dikkat ederek ve gerektiğinde ilaç desteği alarak daha rahat geçirebilirsiniz. Östrojen içeriği yüksek doğum kontrol hapları migren ataklarını arttıracağı için hekiminizi migren tipi baş ağrınız olduğu konusunda mutlaka bilgilendirin. Menopoz dönemindeyseniz ve hormon replasman tedavisi görmeniz gerekiyorsa, yine hekiminizi bilgilendirerek östrojen içeriği yüksek ilaçlar kullanmamaya özen gösterin.

  1. Ağır parfüm ve sigara kokularından uzak durun

Koku reseptörleri aşırı hassas olan migrenli hastalarda tetikleyici faktör olabiliyor. Bu yüzden özellikle çamaşır suyu, ağır parfüm ve sigara kokusu gibi keskin kokulardan uzak durun.

  1. Vücudu zorlamayan egzersizler yapın

Migren hareketle artan baş ağrısı olduğu içini ataklar sırasında egzersiz ve yolculuk önerilmiyor. Atakların olmadığı ara dönemlerde ise yürüyüş, yüzme veya kardiyo gibi vücudu zorlamayan egzersizler yapmayı ihmal etmeyin. Bu egzersizler serotonin hormonu salgılayıp stresi azaltıyor ve dolaşım sistemini düzenliyor, bu sayede de migren ataklarını azaltmada yararlı oluyor.

  1. Yüksek rakımlı yerlerde tatil yapmayın

Migrenli hastalar mevsimsel geçişler, nem, hava basıncı değişiklikleri ile lodos gibi hava değişikliklerine daha fazla duyarlı oluyorlar. Bu nedenle lodoslu havalarda mümkün olduğunca dışarıya çıkmayın. Ayrıca yüksek rakım; oksijen seviyesinde ve basınçta düşmeye yol açabiliyor. Bunun sonucunda da migren ataklarını arttırıyor. Migren baş ağrınız varsa, deniz seviyesinde 1500m yükseklikte, yani yüksek rakımda, migren ataklarınızın tutabileceğini bilerek seyahatlerinizi düzenleyin.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.