Milletleri Millet Yapan Beş Değer

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Ümraniye İlim Sarayı Camii'nde gençlerle sabah namazında buluştu.

İstanbul Müftülüğünden yapılan açıklamaya göre "Cami Gençlik Buluşması" kapsamında düzenlenen programda Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından dua edildi.

Programda konuşan Yılmaz, "Üzerinde yaşadığımız Anadolu coğrafyası, Kafkas ve Balkan coğrafyası bugün adları sanları kalmamış sadece tarihe geçmiş yüzlerce kavmi bize anlatmaktadır. Gelecek kaygısı taşımayan, gelecekle ilgili derdi olmayan milletler kısa zamanda yok olmaya mecburdur." ifadelerini kullandı.

Milletleri millet yapan değerler bulunduğuna vurgu yapan Yılmaz, şöyle konuştu:

MİLLETLERİ MİLLET YAPAN BEŞ DEĞER

"Din duygusu milletleri millet yapan, onları hayata bağlayan ve ebediyete hazırlayan en önemli hususlardan birisidir. İkincisi dün bilgisidir. Yani tarihe ait bilgiler gençlere verilip, dünün tarihinden istifade etme, ders çıkarma gerçekleştiği zaman milletin gençlerini motive eden önemli bir husustur. Üçüncüsü yarın kaygısı yani gelecek endişesidir. İstikbalimizi emanet edeceğimiz gençlerimizle ilgili yüreğimizdeki derdimiz, onların yetişmesine yönelik düşünce ve çabalarımızdır. Son olarak da vatan ve bayrak sevgisidir. Bu beş şey birleştiği zaman bir millet millet olur. Onun için yeni nesillerimize ve gençlerimize bu beş özelliği aktarma çabasında olmamız ve bunun derdinde olmamız gerekiyor."

Yılmaz, İstanbul’un bütün ilçelerinde sabah namazı buluşmalarının yaygınlaşmasını istediklerini belirtti.

Programa Ümraniye Kaymakamı Suat Dervişoğlu, Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, İstanbul MüftüYardımcısı Veysel Işıldar, Ümraniye Müftüsü Muharrem Gül, Sancaktepe Müftüsü Muammer Turan ve vatandaşlar katıldı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

GENÇLERE VATAN VE MİLLET SEVGİSİ NASIL KAZANDIRILIR?

Gençlere Vatan ve Millet Sevgisi Nasıl Kazandırılır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.