Milyonlarca Hacı Adayı Arafat Yolunda

Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Daire Başkanı Dr. Fatih Kurt, Arafat'ın hacı adayları için hazır hale getirildiğini söyledi.

Kurt, Hz. Adem ve Hz. Havva'nın buluştuğu, Hz. Muhammed'in ise son veda konuşmasını yaptığı Arafat'taki Rahmet Tepesi'nde basın mensuplarına, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hac organizasyonu kapsamında yürüttüğü faaliyetler hakkında bilgi verdi.

Arafat'taki hazırlıkların son sürat devam ettiğini, hacı adaylarının rahatı için her türlü çalışmaların sürdürüldüğünü dile getiren Kurt, "Hacın temel rüknü olan Arafat'taki hazırlıklar son aşamaya geldi." dedi.

"ARAFAT" EŞİTLENME MEKÂNI

Türk hacı adaylarının yüksek çadırların bulunduğu mekanda olacağını belirten Kurt, şu bilgiler verdi:

"Hacı adaylarımız burada vakfelerini yapacak. Ülkemizden 63 bin kadar vatandaşımız Suudi Arabistan'a gelecek. Hacı adaylarımızın Arafat ibadetlerini en güzel ve zahmetsiz şekilde ifa edebilmeleri için hazırlıklarımız son hızıyla devam ediyor. Onların rahat edecekleri mekanları, çadırları bu sene klimalı şekilde hazırlıyoruz. Vatandaşlarımızla hep beraber burada buluşarak Arafat vakfemizi yapacağız. İnşallah hacı olarak ülkemize döneceğiz."

Hazırlıkların arife gününden iki gün önce tamamlanacağını aktaran Kurt, "Türkiye'den gelecek bütün hacılar klimalı çadırlarda kalacak. Çünkü Arafat bir eşitlenme mekanıdır. Farklılıkları ortadan kaldırdığımız bir mekandır aynı zamanda. Bütün hacı adaylarımız istisnasız tek tip klimalı çadırlarda Arafat vakfelerini yapacaklar." diye konuştu.

HACI ADAYLARI YOLDA

Türkiye'den hacı adaylarının kutsal topraklara ulaşmalarının devam ettiğini hatırlatan Kurt, "Şu anda ülkemizde kalan hacı adaylarımızın sayısı 3 bin kadar. Allah nasip ederse bugün ve yarın yola çıkacaklarla birlikte hacı çıkışları, 4 Eylül itibarıyla tamamlanmış olacak. Medine'deki hacı adaylarımız da 6 Eylül'de Mekke'de bulunacak ve hac ibadetlerini ifa edeceklerdir." ifadelerini kullandı.

Müzdelife ve Mina'daki faaliyetlere de değinen Kurt, Hac ibadetinin fazilet ve hikmetlerini değerlendirdi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.