Minval Ne Demek?
Minvâl: Tarz, yol, sûret, şekil anlamına gelmektedir.
MİNVAL KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER
On deve ile Abdullâh arasında kur’a çektiklerinde, kur’a Abdullâh’a çıktı. On deve daha ilâve ederek kur’ayı tekrarladılar, yine Abdullâh’a çıktı. Develerin sayısı yüze varıncaya kadar kur’a bu minvâl üzere devâm etti. Sayı yüze ulaşınca bu sefer kur’a develere çıktı. Abdülmuttalib iyice emîn olmak için kur’ayı üç defâ daha tekrarladı. Bu esnâda ayağa kalkarak oğlunun kurtulması için Allâh’a duâ etti. Her defâsında da kur’anın develere çıktığını görünce oradakiler, sevinçlerinden tekbîr getirdiler.
*****
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Hazret-i Âişe - radıyallâhu anhâ- vâlidemizle olan bu izdivâcı sâyesinde, dostluğu çok eskilere
dayanan Hazret-i Ebû Bekir -radıyallâhu anh- ile bir de akrabâlık bağı tesis ederek yakınlığını perçinlemiştir.
Aynı minvâl üzere, Peygamber Efendimiz, Hazret-i Ömer’in kızı Hazret-i Hafsa -radıyallâhu anhâ- ile hicrî üçüncü senede vukû bulan evliliğinde de bu akrabâlık bağını gözetmiştir. Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, kocası Bedir’de yaralanıp sonra da şehîd olan kızı Hafsa’yı, sırasıyla Hazret-i Ebû Bekir ve Hazret-i Osman’la nikâhlamak istemiş, fakat onların bu teklifi karşılıksız bırakmaları üzerine mahzûn olmuştu. Nihâyet hicretin üçüncü senesinde Peygamber Efendimiz, Hazret-i Hafsa’yla evlendi. Ve bu evlilik, eski dostların arasını da düzeltmiş oldu.
*****
Hakîkaten bir mü’min, “îmandan ihsâna” giden Hak yolculuğunda mesâfe aldıkça, tefekkürü derinleşir, hayat ve kâinâta bakışındaki
ölçüleri, aynı minvalde seviye kazanır:
Meselâ, ilâhî emir ve yasakların -avam ve havâs- bütün insanlığa teklif edilen asgarî seviyesi olan şerîatte; “senin malın senin, benimki
ise benimdir” anlayışı geçerlidir.
*****
Gerçek dindarlık ve takvâ, Efendimiz’in tâlimatlarını, tam da O’nun buyurduğu minvalde yerine getirmektir. Tıpkı bir ilâcın dozajına riâyet gibi, asıl fayda, Efendimiz’in tâlimâtına tam teslîmiyette gizlidir.