Miraç Gecemiz: İlâhî Rahmet ve Sekînet Vesilemiz

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “Miraç Gecemiz: İlâhî Rahmet ve Sekînet Vesilemiz” başlığıyla yayınlandı.

“Gün, Milletçe Kenetlenme Günüdür” başlığıyla yayınlanan bu haftaki cuma hutbesinde, Cenab-ı Allah’ın Hz. Peygamber’i (s.a.s.) ömrünün hüzün senesi olarak bilinen çok zor bir döneminde Miraç hâdisesiyle teselli ettiği belirtildi.

Bu gece idrak edilecek Miraç gecesinde yaşadığımız büyük deprem karşısında çaresizlere çare olunması, ihtiyaç sahiplerine kol kanat gerilmesi, yetim ve öksüzlere sahip çıkması, depremzedelere destek olunması gerektiği vurgulandı.

17.02.2023 tarihli cuma hutbesi...

MİRAÇ GECEMİZ: İLÂHÎ RAHMET VE SEKÎNET VESİLEMİZ

Muhterem Müslümanlar!

Geçen hafta milletçe büyük bir felaket yaşadık. Yitirdiğimiz her bir canın acısıyla yüreklerimiz yangın yerine döndü. Acımızı tarif etmeye kelimeler kifayetsiz. Allah’a hamdolsun ki dün olduğu gibi bugün de zor zamanımızda kenetlendik. Âlicenap milletimiz başta olmak üzere duyarlılık gösteren ülkelerin, depremin ilk anından itibaren maddi manevi imkânlarını seferber etmesi her türlü takdire şayandır.

Aziz Müminler!

İnanıyoruz ki aynı iman ve ruha sahip olduğumuz müddetçe aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Toplu vurdukça yüreklerimiz Allah’ın yardım ve inayetiyle üstesinden gelemeyeceğimiz zorluk yoktur. Birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimiz sürece saramayacağımız hiçbir yara, dindiremeyeceğimiz hiçbir acı yoktur.

Kıymetli Müslümanlar!

Bu gece, mahzun gönüllerimize ilâhî bir rahmet ve sekînet vesilesi olan miraç gecesini idrak edeceğiz. Yüce Rabbimiz, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’i, ömrünün hüzün senesi olarak bilinen çok zor bir döneminde miraç hâdisesiyle teselli etmişti.  Âlemlere rahmet Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’i zatının birliğine, büyüklüğüne ve sonsuzluğuna şahit kılmıştı. Bu kutlu yolculuk Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır: “Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”[1]

Değerli Müminler!

Bu mübarek gecede, ellerimizi semaya, dillerimizi duaya, gönüllerimizi Rabbimize açıp yalvaralım ve diyelim ki:

 رَبِّ اِنّ۪ي لِمَٓا اَنْزَلْتَ اِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَق۪يرٌ  

“Ey Rabbimiz! Bize göndereceğin her hayra muhtacız.”[2]

رَبِّ اشْرَحْ ل۪ي صَدْر۪يۙ وَيَسِّرْ ل۪ٓي اَمْر۪يٌۙ

“Rabbimiz! Gönlümüze ferahlık ver. İşimizi kolaylaştır.”[3]

  رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِم۪ينَ 

“Ya Rabbi! Bizleri bağışla. Bizlere merhamet et. Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.”[4]

Aziz Müslümanlar!

Rahmet ve mağfiretin bizleri kuşattığı bu kutlu gecede, dualarımız sadece dillerimizde kalmasın. Sözlü dualarımıza fiili dualarımızı da katalım. Yaşadığımız bu büyük afet karşısında kimsesizlere kimse, çaresizlere çare olmaya devam edelim. İhtiyaç sahiplerine kol kanat gerelim, yetim ve öksüz yavrularımızı bağrımıza basalım. Kardeşlerimizin acısını bir nebze de olsa hafifletmek için elimizden gelen bütün gayreti gösterelim. Deprem bölgelerinin yanında illerimize gelen depremzede kardeşlerimize de ulaşıp destek olalım. İhtiyaç fazlası evlerimizi ve bütün imkânlarımızı karşılıksız olarak onların istifadesine sunalım. Bu zor dönemde fahiş fiyatlarla depremzede kardeşlerimizi, aziz milletimizi istismar edenleri uyaralım. Unutmayalım ki gün, dayanışma ve yardımlaşma günüdür. Vakit, iyilik ve fedakârlık vaktidir. Zaman, Allah Resûlü (s.a.s)’in şu hadis-i şerifini aklımıza ve gönlümüze nakşetme zamanıdır: “Bir kul, kardeşine yardım ettiği sürece, Allah da o kula yardım eder.”[5]

Hutbemi bitirirken ahirete irtihal eden her bir kardeşimize Cenâb-ı Hak’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa, aziz milletimize metanet diliyorum. Rabbim bizleri her türlü felaketten muhafaza eylesin. Miraç gecemiz mübarek olsun.

Dipnotlar:

[1] İsrâ, 17/1. [2] Kasas, 28/24. [3] Tâhâ, 20/25-26. [4] Mü’minûn, 23/118. [5] Ebû Dâvûd, Edeb, 60.

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

MİRAÇ NE DEMEK?

Miraç Ne Demek?

AYET VE HADİSLERLE MİRAÇ GECESİ YAŞANANLAR

Ayet ve Hadislerle Miraç Gecesi Yaşananlar

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.