Miryokefalon Savaşı Kısaca
Miryokefalon Savaşı kimler arasında olmuştur? Miryokefalon Savaşı’nın nedenleri ve sonuçları nelerdir? Miryokefalon Savaşı’nın Türk tarihi açısından önemi.
Miryokefalon Savaşı; Anadolu Selçuklu Sultanı 2. Kılıcarslan ile Bizans İmparatoru 1. Manuel Komnenos arasında 1176’da meydana gelen ve Bizans’ın Anadolu’yu Türkler’den geri alma ümidini tamamen yok eden ve Anadolu’yu kesin olarak Türk yurdu haline getiren savaştır.
MİRYOKEFALON SAVAŞI’NIN NEDENLERİ
Sultan 2. Kılıçarslan’ın Anadolu’da rakipsiz bir güç haline gelmesi Bizans İmparatoru Manuel’i rahatsız etti. Selçuklu gücünü kırmaya kararlı olan imparator Kılıçarslan’dan Türkmenlerin zaptettiği yerlerin iade edilmesini istedi. Sultan görünürde bu istekleri yerine getirmeye çalıştıysa da Türkmenleri desteklemeye devam etti.
Türkmenlerin Sandıklı’ya yaptığı akınlardan rahatsız olan imparator 1173’te Alaşehir’e kadar ilerleyince savaşa hazırlıklı olmayan Kılıçarslan bir elçi gönderip Türkmen saldırılarından sorumlu olmadığını bildirdi. Türkmen saldırılarının devam etmesi ve Denizli, Bergama, Edremit’e kadar ulaşması üzerine Sultanı gerekli tedbirleri almamak ve antlaşma şartlarına uymamakla suçlayan İmparatorun kendisine karşı sefere çıkacağını öğrenen Kılıçarslan, 1162’de yapılan antlaşma uyarınca geri vermeyi vaad ettiği şehirleri teslim almak üzere bir Bizans kuvvetinin gönderilmesini istedi.
Sultan 2. Kılıçarslan ve ordusu (temsili)
Ancak Sultanın uyguladığı başarılı taktik sayesinde Bizans birliği Anadolu’dan eli boş döndü. Bu sırada imparator da Eskişehir yakınlarına geldi ve Türkler tarafından yıkılmış olan Şarhöyük Kalesi’ni tekrar inşa ettirdi. Daha sonra Menderes ovasına inerek Homa Kalesi’ni yeniden yaptırıp buraya bir garnizon yerleştirdi. İmparatorun Türkmenlere karşı çifte savunma hattı oluşturması da pek işe yaramadı ve Türkmen saldırıları devam etti. Buna rağmen Kılıçarslan’ın antlaşmayı yenileme tekliflerini reddetti ve bütün kuvvetlerini toplayarak 1175 yılında sefere çıkmaya karar verdi.
İmparator Konya’yı bizzat istilâ edecek, böylece hem Anadolu’da Bizans hâkimiyetini yeniden sağlayacak hem de Kudüs yolunu açarak itibarını arttıracaktı. Hatta Türkler karşısında kazandığı bazı savaşlar münasebetiyle Papa III. Aleksandre’a bir mektup göndererek Türk meselesini halletmek üzere olduğunu, bundan dolayı Papa’nın Haçlı seferi için çağrıda bulunmasının isabetli olacağını bildirmişti. Mikhail Gabras ile birlikte Amasya üzerine gönderdiği Şâhin Şah Eskişehir yakınlarında pusuya düşürüldü. Amasya’yı ele geçirme arzusu gerçekleşmeyince Andronikos Vatatzes kumandasında Niksar’a bir ordu gönderip Zünnûn’un buraya hâkimiyetini sağlamak ve Türk kuvvetlerini bu yörede oyalamak istedi. Ancak Bizans ordusu mağlûp oldu ve Zünnûn başarı elde edemeden geri döndü.
BİZANS’IN KURDUĞU BÜYÜK ORDU
İmparator Manuel 1176 ilkbaharında Fransız, Alman, İngiliz, Macar, Sırp, Gürcü, Kuman (Kıpçak) ve Peçeneklerin de yer aldığı büyük bir orduyla Anadolu’ya geçti. Ancak müttefiklerin gecikmesi yüzünden yaz aylarında yola çıkabildi. Ulubat’taki ordugâhtan ayrıldıktan sonra güneye doğru inerek Balıkesir, Sardes, Alaşehir, Denizli, Honaz, Dazkırı, Dinar, Uluborlu üzerinden Homa ve harabe halindeki Miryokefalon Kalesi’ne doğru ilerledi. Selçuklu kuvvetleri büyük gruplar halinde Bizans ordusunun geçebileceği yolları tutuyor ve onlara baskınlar düzenleyip yıpratmaya çalışıyordu. Bu amaçla ekinler ve otlar tahrip edildi, su kaynakları kirletildi. Bu yüzden çıkan hastalıklar sebebiyle pek çok Bizans askeri öldü. Sultan Kılıçarslan, İmparatora bir defa daha barış teklifinde bulundu. Ancak İmparator Manuel kumandanlarının uyarısına rağmen savaşmakta ısrar etti.
MİRYOKEFALON SAVAŞI NE ZAMAN NEREDE VE KİMLER ARASINDA YAPILMIŞTIR?
İmparator Manuel ile bir anlaşmaya varılamayacağını anlayan Kılıçarslan, ordusunu Miryokefalon Kalesi’nin yakınlarında Eğirdir gölünün kuzeyindeki Tzibritze Geçidi’nin en dar yerine yerleştirdi.
Miryokefalon Savaşı (1176)
Miryokefalon Savaşı’nın cereyan ettiği mevki konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Araştırmalarda savaş alanı olarak Düzbel, Gelendost, Kumdanlı (Hoyran), Sultandağı eteklerindeki Kırkbaş köyü, Çivril ve Karamıkbeli gösterilmektedir. Bütün ağırlıklarıyla geçide giren Bizans ordusu yamaçlarda mevzilenmiş olan Türklerin âni saldırısıyla karşılaştı. Türk birlikleri geçidi kapattığı için de çıkış yolu bulamayıp paniğe kapıldı. Savaşa bizzat katılan İmparator Manuel muhafız kuvvetlerinin desteğiyle geriye doğru kaçıp kurtulabildi. 17 Eylül 1176 yılında akşama kadar devam eden saldırı sonunda Bizans ordusu tamamen imha edildi. İmparator Manuel gizlice kaçmak istediyse de bir nöbetçinin kendisini hainlikle suçlaması üzerine bu fikrinden vazgeçti. Türkler ise bol miktarda ganimet ve sayısız esir ele geçirdiler.
İmparator Manuel Komnenos, Sultan Kılıçarslan’a barış teklifinde bulundu. Kılıçarslan, Gümüşsu ve Şarhöyük kalelerinin yıkılması ve 100 bin altın göndermesi şartıyla imparatorun barış teklifini kabul etti. Bu kadar büyük bir zaferin ardından Kılıçarslan’ın basit şartları içeren bir antlaşmaya neden razı olduğu bilinmemektedir. Antlaşmanın ardından İstanbul’a hareket eden Manuel, Gümüşsu’yu tahrip ettiği halde Şarhöyük’ü yıktırmadı. Sultan Kılıçarslan da Menderes bölgesine 24 bin kişilik askerî birlik sevkederek onun bu davranışına karşılık verdi.
MİRYOKEFALON SAVAŞI’NIN SONUÇLARI
Kılıçarslan, sadece Bizans’ın değil bütün Doğu’nun kaderini belirleyen bu zaferiyle batı sınırlarını güven altına almış, Bizans ordusu ise bir daha eski gücüne kavuşamamıştır. İmparator papalık nezdinde itibarını kaybetmiştir. Manuel Komnenos, Miryokefalon yenilgisinin hemen ardından İngiltere Kralı 2. Henry’ye gönderdiği mektupta tahta geçtiği tarihten itibaren Türklere karşı kin beslediğini, bu sebeple ilk fırsatta onların üzerine yürüdüğünü, ancak ağırlıkları yüzünden süratle ilerleyemediklerini, askerlerin yolda hastalıktan perişan olduğunu, buna rağmen kahramanca savaştıklarını, yeni bir saldırı için hazırlık yaptıklarını öğrenen Selçuklu Sultanının ülkesindeki esirleri serbest bırakmaya ve isteklerine tâbi olmaya söz vererek barış yapmak için elçi gönderdiğini, artık Konya’yı ele geçirmenin imkânsız olduğunu düşünerek Sultanın ricasını kabul ettiğini ve antlaşmaya razı olduğunu bildirmiştir.
Miryokefalon Savaşı, özellikle Anadolu’nun Türkleşmesi açısından çok önemli bir dönüm noktası teşkil eder. Malazgirt yenilgisinden beri Anadolu’yu geri alabileceklerini ümit eden Bizanslıların bu ümitleri Miryokefalon’da uğradıkları hezimetle tamamen yok olmuş, bu tarihten itibaren Türk akınları devam ederken Bizans elindeki toprakları koruyabilmek için savunmaya çekilmiştir.
ANADOLU’NUN TÜRK YURDU OLMASI
Ege sahil şeridi dışında Anadolu’da hâkimiyet Türklerin eline geçmiştir. Bu zaferle Haçlı seferlerinin doğurduğu olumsuz sonuçlar da ortadan kaldırılmıştır. Sultan Kılıçarslan, başta halife olmak üzere komşu hükümdarlara zafernâmeler göndermiş, onun zaferi İslâm ülkelerinde bayram sevinciyle kutlanmıştır.
Kaynak: DİA
YORUMLAR