Misvak Kullanmak İle İlgili Hadisler

Peygamber Efendimizin evlerine teşrif ettiklerinde ilk yaptıkları iş olan misvak kullanımına verdiği önem. Her namaz öncesinde misvak kullanmanın hükmü, misvakın nasıl kullanılacağı, başkasının misvakı ile misvaklanmanın hükmü, misvakın yıkanışı, gece kalkan kişinin misvaklanmasının hükmü…

Sözlükte “bir şeyi ovmak” anlamındaki sevk (sivâk) kökünden türeyen misvâk (sivâk), dişlerin temizlenmesinde kullanılmak üzere genellikle erâk (salvadora persica) ağacından yapılan, bir ucu fırça şeklindeki çubuk parçasının adıdır.

Abdestten önce, ağız temizliği için misvâk kullanmak sün­nettir. İmâm-ı Evzâî; “Misvâk kullanmak abdestin yarısıdır." demiştir. Hanefî mezhebine göre, her çeşit misvâk, her zaman kul­lanılabilirken, Şâfiî'ye göre oruçlunun zevâlden sonra misvâk kullanması mekruhtur.

Misvak kullanmanın önemi ve fazileti ile ilgili hadisler ve hadislerin açıklaması...

MÜMİNLERE MEŞAKKAT VERECEK OLMASAYDIM…

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’dan merfuan rivâyete göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Mü’minlere meşekkat verecek olmasaydım yatsı namazının tehirini ve her namaz başında da misvak kullanmayı emrederdim.” (1)

  • Hadisin İzahı

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, bizlere bizden daha merhametlidir. Eğer yatsının tehirini ve her namaz vaktinde misvak kullanmayı emretmiş olsaydı bu emir, vahy ile perçinleşip vacip olacağından ümmetine güçlük çıkacağını düşünerek, bu emri vermemiştir. Fakat her abdest alışta misvak kullanmak sünnettir. Yatsı namazının vakti geniş olduğundan ve mü’min namaz vaktini beklediği müddetce namazda sayılacağından, yatsının tehir edilmesi teşvik edilmiştir. Bunun için Hanefî mezhebinde yatsı namazını tehir müstehabtır. Yaz günlerinde öğle namazını da tehir müstehabtır. Amma hastaları, işçileri ve ağır iş yapanları düşünerek yatsının ertelenmesi emredilmemiştir.

Zeyd bin Hâlid el Cübeni radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in “Ümmetime meşakkat verecek olmasaydım, her namaz anında misvak kullanmayı emr ederdim.” buyurduğunu işittim, demiştir. Ebû Seleme dedi ki: Zeyd’i mescidde otururken gördüm; kâtibin kulağında kalem koyduğu yere misvakı koymuş, her namaza kalkışında misvaklanıyordu. (2)

Muhammed bin Yahya bin Habban radıyallahu anh diyor ki: Abdullah bin Abdullah bin Ömer’e İbni Ömer’in abdestli veya abdestsiz olsun, her namaz vaktinde abdest aldığını görüyorsun, bu neden dedim?

HER NAMAZA AYRI ABDEST YERİNE MİSVAK

Abdullah bin Abdullah da bana dedi ki: Zeyd bin Hattab’ın kızı Esma bana haber verdi. Ona da Hanzalâ’nin oğlu Abdullah haber vermiş. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem abdestli olsun, abdestsiz olsun her namaz için (ayrı) abdestle emrolundu. Bu durum Peygamberimize zor gelince her namaz için misvakla emr olundu, dedi. İbnli Ömer kendisinde kuvvet görüyor, onun için her namaza yeni abdest almayı bırakmıyordu.

  • Hadisin İzahı

Her namaz için yeni abdest almak şart değildir. Ama her namaz vaktinde abdestini yenileyebilmek fazilettir. Nur üzerine nur, cilâ üzerine cilâdır. İbnli Ömer hazretleri, her namaz için abdest almaya kendinde kudret görüyor ve bu fazilete devam ediyor. Her namaz vaktinde abdest almak Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e önce farz kılınmıştı. Sonra bu fariza hafifletilerek abdest bozulmadığı takdirde her namaz vakti abdest yenilemek mecburiyeti kaldırılmış, onun yerine her namaz vaktinde misvak kullanmakla emrolunmuştur. Bir mü’min, bozulmadıkça bir abdestle beş vakit namazı kılabilir. Her namaz vaktinde yeniden abdest almak mecburiyetinde değildir. Amma her namaz vakti abdest yenileyebilmek fazilettir.

MİSVAKIN NASIL KULLANILACAĞI

Ebû Bürde radıyallahu anh’ın babasından (Müsedded’in rivâyetine göre Ebû Bürde’nin babası şöyle dedi): Yüklerimizi yükleyecek deve istemek için Peygamberimize geldik. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i misvakı dilinin üstünde misvaklanırken gördüm.

Süleyman rivâyetinde Ebû Bürde’nin babası şöyle anlattı dedi: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına girdim. Misvaklanıyordu. Misvakı dilinin bir yanına koymuş öh, öh diye kusuyormuş gibi bir ses çıkarıyordu dedi. Ebû Dâvud, Müsedded rivâyetinde dedi ki: Bu uzun bir hadisti lâkin ben bunu kısalttım. (3)

  • Hadisin İzahı

Hadis metninde geçen “tehevvu” İstifra eden kimsenin öğürüşü gibi ses çıkarmak demektir.

Misvak: Uzunluğu bir karış, kalınlığı parmak kadar olmalı. Baş ve küçük parmağı misvakın altına, şahadet orta ve atsız parmağı üstüne kol yup dişlere sağdan başlayarak enine kullanmalı. Misvakın sıhhati korumada, dişlerin sağlam kalmasını teminde önemi pek büyüktür. Fırça ve macun kullanmak da dişlerin temizliğine sağlam kalmasına yardım eder. Fakat misvakta bulunan özellik fırçada yoktur.

Hem misvak, hem de fırça kullanacağım diyen kimse tebrike lâyık bir davranışta bulunmuş olur.

Kur’an okunacağı sırada namaza başlanacağında, uykudan uyanıldılğı vakit, yemekten sonra, topluluk içerisine gireceğinde, misvak kullanmak müstehaptır.

BAŞKASININ MİSVAKI İLE MİSVAKLANMAK

Hz. Aişe radıyallahu anh’dan:

– Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem dişlerini misvaklıyordu. Yanında, biri öbüründen daha yaşlı, iki erkek vardı. Misvakın fazileti hakkında vahiy geldi “Büyüğü gözet” misvakı büyük olana ver denildi. (4)

  • Hadisin İzahı

Buharî, ta’likan ve Müslim de aynı manâda İbni Ömer’den rivâyet ettiler. Hadis metninde geçen “yestennu” Yestâkü manâsına misvak kullanıyordu, dişlerine misvak sürüyordu demektir. Bu hadisi şerif, yemekte, içmekte, selamda, koku kullanmakta, büyüklerin önce başlamasının edepden olduğunu bildiriyor. Yemeklerden önce el yıkarken önce küçüklerin yıkayıp yemekten sonra ise büyüklerin yıkaması da edepdendir. Çünkü böyle davranmak büyükleri bekletmemek bakımından edebe daha uygundur.

Mikdam bin Şüreyh radıyallahu anh’ın babası Şüreyh radıyalh lahu anh dedi ki: Aişe radıyallahu anha’ya Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem eve girdiği vakit ilk iş olarak ne yapardı diye sordum. Aişe radıyallahu anha: Dişlerini misvaklardı diye cevap verdi. (5)

  • Hadisin İzahı

Rasûlli Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem eve girdiği vakit evvelâ selam verirdi. Başka işle meşgul olmadan, önce dişlerini misvaklar, aile fertleri ile konuşmaya misvaktan sonra başlardı. Yorgunluk, açlık, havanın sıcaklığı; ağızda kuruma, dişlerde kir ve koku meydana getirebilir. İşte Rasûlli Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem aile fertleri içerisine dişlerini temizledikten sonra çıkardı. Bu hadis Bezl’ül Mechûd, Menhel ve Avnu’l Mabûd adlı şerhlerde ve Sünen’in bazı baskılarında 30. babın son hadisli olarak yer almaktadır.

MİSVAĞI YIKAMAK

Aişe radıyallahu anh’dan rivâyete göre o, şöyle demiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem misvak kullanır ve yıkamam için misvakı bana verirdi. Ben de önce onunla misvaklanır sonra onu yıkar Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e verirdim.

  • Hadisin İzahı

Bu hadisi şerif; kullandıktan sonra misvakın yıkanmasının müstehap olduğuna delildir. Hz. Aişe validemizin yıkamak için aldığı misvakı yıkamadan kullanması teberrük içindir.

GECE KALKAN KİMSENİN MİSVAK KULLANMASI

- Huzeyfe radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gece kalktığı vakit ağzını (dişlerini) misvakla oğuştururdu.(6)

  • Hadisin İzahı

Hadis metninde geçen “yeşûsu”, misvakla dişlerini enine oğuşturul yordu, demektir.

- Aişe radıyallahu anha’dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in abdest suyu ve misvakı hazırlanır, belli bir yere konurdu. Gece kalktığı vakit abdest bozar, sonra misvak kullanırdı.

- Aişe radıyallahu anha’dan rivâyet edildiğine göre: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gece ve gündüz uyuyup sonra uyansa mutlaka abdestten önce misvak kullanırdı.

- Abdullah bin Abbas şöyle demiştir: Bir geceyi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında geçirdim. Uykudan uyandığı vakit abdest suyunun yanına geldi, misvakını aldı ve dişlerini misvakladı. Sonra şu ayeti okudu: “Göklerin ve yerin yaratılışında gece ve gündüzün değişmesinde akıl sahipleri için alametler var.” (Alli İmran, 190). Sureyi bitirdi veya bitirmeye yaklaştı, sonra abdest aldı, daha sonra namaz kılacağı yere geldi. İki rekât namaz kıldı, sonra döşeğine dönüp Allah (c.c)’ın dilediği kadar uyudu. Sonra uyandı ve önceki yaptıklarını aynen yaptı. Her defasında misvaklandı ve iki rekât namaz kıldı. Sonra da Vitir namazını kıldı.

Ebû Dâvud dedi ki: İbnli Fudayl Husayn’dan bu rivâyeti şu manaya gelen lafızlarla rivâyet etti: Misvak kullandı, abdest aldı şöyle diyordu: (Göklerin ve yerlerin yaratılmasında...) Sureyi bitirene kadar okudu. (7)

  • Hadisin İzahı

Hadisi şerifte geçen ayetli kerime Alli İmran sûresinin 190. ayetidir. Rasûlli Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz her şeye ibretle bakar, her yaratığı ibretle tetkik ederdi. Bu hadisi şerif abdestsiz olarak ezbere Kur’an’ın okunabileceğinin delilidir. Zaten fıkıh yönünden de hüküm böyledir. Elle tutmaksızın ezbere veya bakarak abdestsiz Kur’an okunabilir.

Yine bu hadisli şerif: Rasûlli Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin her abdest alışta misvak kullandığını ve bazı kere gece namazlarını ikişer rekât ara vererek kıldığını açıklamaktadır. Gece namazlarını altı rekât kılıp vitir namazını gece namazlarının sonuna tehir ettiğine de delildir.

Dipnotlar

(1) Buharî, Kitâb’ul Cuma, b. 8, s. 214; Müslim, Kitâb’ut Tahâret, n. 252/42; İbnl i Mâce, Kitâb’ut Tahâret, b. 7, n. 287, c. 4, s. 105; Neseî, Kitâb’ut Tahâret, b. 4, c. 1

(2) Tirmizî, Ebvâbbut-Tahâret, b. 18, n. 23, s. 35. c. 1

(3) Buharî, Kitâb’ul Vuzu, b. 77, s. 66; Müslim, Kitâb’utl ahâret, B.4, n. 254/45, s 220, c. 1; Neseî, Kitâb’ut Tahâret, B.2, n. 3, c. 1

(4) Mikdâm bin Şüreyh radıyallahu anh babası Şüreh’ten ve Mesrukun hanımı Kumeyir’den rivâyeti var. Ahmed bin Hanbel Ebû Hatim ve Neseî Sikadır dediler. İbnli Hibban da kendisini sikalar arasında zikretti. (Tehzib El-tehzib, c. 10, s. 287)

(5) Müslim Kitâb’ut Tahâret, B.15, n. 253/43, c. 1, s. 220; Neseî, Kitâb’ut Tahâret, B.4, n. 8, c. 1; İbnli Mâce, Kitâb’ut Tahâret, B.7, n. 290, c. 1, s. 106

(6) Buharî, Kitâb’ut Tahâret, b. 76, c. 1; Müslim, Kitâb’ut Tahâret, b. 15, n. 255/46, c. 1, s. 220; Neseî, Kitâb’ut Tahâret, n. 2, c. 1; İbnli Mâce Kitâb’ut Tahâret, b. 7. n. 286, s. 105, c. 1

(7) Buharî, Kitâb’ut Tefsir, Kitâb’ul Edep, Kitâb’ut Tevhit, Kitâb’ı Tahâret, Kitâblut Davet, Fitir, Kitâb’ul İlim ve Kitâb’ul Libasta; Müslim, Kitâb’us Salât’ta çok uzun, Kitâb’ut Tahâret’te kısa bir metinle; Neseî Kitâb’us Salât’ta uzun, Kitâb’ut Tahâret’te kısa; İbnli Mâce ve Tirmizî, Kitâb’us Salât’ta tahriç ettiler.

İslam ve İhsan

MİSVAK KULLANMANIN FAYDALARI

Misvak Kullanmanın Faydaları

MİSVAK KULLANMANIN FAZİLETİ

Misvak Kullanmanın Fazileti

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.