Misvak Kullanmanın Fazileti ile İlgili Hadisler

Peygamberimiz (sav.) misvakı nasıl kullanırdı? Misvak kullanmanın fazileti ile ilgili hadislerden bazıları...

Peygamberimiz (sav.) ağız ve diş temizliği için misvak kullanırdı.

MİSVAK KULLANMANIN FAZİLETİ İLE İLGİLİ HADİSLER

Misvak Kullanmak ile İlgili Hadisler

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’dan merfuan rivâyete göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Mü’minlere meşakkat verecek olmasaydım yatsı namazının tehirini ve her namaz başında da misvak kullanmayı emrederdim.” (Ebû Dâvûd, Taharet, 25/46; Buharî, Kitâb’ul-Cuma, b. 8, s. 214; Müslim, Kitâb’ut-Tahâret, n. 252/42; İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, b. 7, n. 287, c. 4, s. 105; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 4, c.)

Hadisin Açıklaması

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bizlere bizden daha merhametlidir. Eğer Yatsının tehirini ve her namaz vaktinde misvak kullanmayı emretmiş olsaydı bu emir vahy ile perçinleşip vacip olacağından ümmetine güçlük çıkacağını düşünerek bu emri vermemiştir. Fakat her abdest alışta misvak kullanma sünnettir. Yatsı namazının vakti geniş olduğundan ve mü’min namaz vaktini beklediği müddetçe namazda sayılacağından, yatsının tehir edilmesi teşvik edilmiştir. Bunun için Hanefî mezhebinde yatsı namazını tehir müstehabtır. Yaz günlerinde öğle namazını da tehir müstehabtır. Amma hastaları, işçileri ve ağır iş yapanları düşünerek yatsının ertelenmesi emredilmemiştir.

***

Zeyd bin Hâlid el Cübeni radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in “Ümmetime meşakkat verecek olmasaydım, her namaz anında misvak kullanmayı emrederdim.” buyurduğunu işittim, demiştir. Ebû Seleme dedi ki: Zeyd’i mescidde otururken gördüm, kâtibin kulağında kalem koyduğu yere misvakı koymuş, her namaza kalkışında misvaklanıyordu. (Ebû Dâvûd, Taharet, 25/47; Tirmizî, Ebvâbbut-Tahâret, b. 18, n. 23, s. 35. c. 1)

***

Muhammed bin Yahya bin Habban radıyallahu anh diyor ki:

Abdullah bin Abdullah bin Ömer’e İbn-i Ömer’in abdestli veya abdestsiz olsun, her namaz vaktinde abdest aldığını görüyorsun, bu neden dedim?

Abdullah bin Abdullah da bana dedi ki: Zeyd bin Hattab’ın kızı Esma bana haber verdi. O’na da Hanzalâ’nin oğlu Abdullah haber vermiş. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem abdestli olsun, abdestsiz olsun her namaz için (ayrı) abdestle emrolundu. Bu durum Peygamberimize zor gelince her namaz için misvakla emrolundu, dedi. İbn-i Ömer kendisinde kuvvet görüyor, onun için her namaza yeni abdest almayı bırakmıyordu. (Ebû Dâvûd, Taharet, 25/48)

Hadisin Açıklaması

Her namaz için yeni abdest almak şart değildir. Ama her namaz vaktinde abdestini yenileyebilmek fazilettir. Nur üzerine nur, cilâ üzerine cilâdır. İbn-i Ömer hazretleri, her namaz için abdest almaya kendinde kudret görüyor ve bu fazilete devam ediyor. Her namaz vaktinde abdest almak Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e önce farz kılınmıştı, sonra bu fariza hafifletilerek abdest bozulmadığı takdirde her namaz vakti abdest yenilemek mecburiyeti kaldırılmış, onun yerine her namaz vaktinde misvak kullanmakla emrolunmuştur. Bir mü’min, bozulmadıkça bir abdestle beş vakit namazı kılabilir. Her namaz vaktinde yeniden abdest almak mecburiyetinde değildir. Amma her namaz vakti abdest yenileyebilmek fazilettir.

Misvağın Nasıl Kullanılacağı ile İlgili Hadis

Ebû Bürde radıyallahu anh’ın babasından (Müsedded’in rivâyetine göre Ebû Bürde’nin babası şöyle dedi):

Yüklerimizi yükleyecek deve istemek için Peygamberimize geldik Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i misvak dilinin üstünde misvaklanırken gördüm. Süleyman rivâyetinde Ebû Bürde’nin babası şöyle anlattı dedi:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına girdim misvaklanıyordu. Misvakı dilinin bir yanına koymuş öh, öh diye kusuyormuş gibi bir ses çıkarıyordu dedi. Ebû Dâvud, Müsedded rivâyetinde dedi ki: Bu uzun bir hadisti lâkin ben bunu kısalttım. (Ebû Dâvûd, Taharet, 26/49; Buharî, Kitâb’ul-Vuzu, b. 77, s. 66; Müslim, Kitâb’ut-Tahâret, B.4, n. 254/45, s 220, c. 1; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, B.2, n. 3, c. 1)

Hadisin Açıklaması

Hadis metninde geçen “tehevvu’ ” İstifra eden kimsenin öğürüşü gibi ses çıkarmak demektir.

Misvak: Uzunluğu bir karış, kalınlığı parmak kadar olmalı. Baş ve küçük parmağı misvakın altına, şahadet orta ve atsız parmağı üstüne koyup dişlere sağdan başlayarak enine kullanmalı. Misvakın sıhhati korumada, dişlerin sağlam kalmasını teminde önemi pek büyüktür. Fırça ve macun kullanmak da dişlerin temizliğine sağlam kalmasına yardım eder.

Fakat misvakta bulunan özellik fırçada yoktur. Hem misvak, hem de fırça kullanacağım diyen kimse tebrike lâyık bir davranışta bulunmuş olur. Kur’an okunacağı sırada namaza başlanacağında, uykudan uyanıldığı vakit, yemekten sonra, topluluk içerisine gireceğinde, misvak kullanmak müstehaptır.

Başkasının Misvağını Kullanmak ile İlgili Hadisler

Hz. Aişe radıyallahu anh’den:

– Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem dişlerini misvaklıyordu. Yanında, biri öbüründen daha yaşlı, iki erkek vardı. Misvakın fazileti hakkında vahiy geldi, “Büyüğü gözet” misvakı büyük olana ver denildi. (Ebû Dâvûd, Taharet, 27/50; Tehzib El-tehzib, c. 10, s. 287)

Hadisin Açıklaması

Buharî ta’likan ve Müslim de aynı manâda İbn-i Ömer’den rivâyet ettiler. Hadis metninde geçen “yestennu” Yestâkü manâsına misvak kullanıyordu, dişlerine misvak sürüyordu demektir. Bu hadis-i şerif, yemekte, içmekte, selamda, koku kullanmakta, büyüklerin önce başlamasının edepden olduğunu bildiriyor.

Yemeklerden önce el yıkarken önce küçüklerin yıkayıp yemekten sonra ise büyüklerin yıkaması da edepdendir. Çünkü böyle davranmak büyükleri bekletmemek bakımından edebe daha uygundur.

***

Mikdam bin Şüreyh radıyallahu anh’ın babası Şüreyh radıyallahu anh dedi ki:

Aişe radıyallahu anha’ya Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem eve girdiği vakit ilk iş olarak ne yapardı diye sordum. Aişe radıyallahu anha: Dişlerini misvaklardı diye cevap verdi. (Ebû Dâvûd, Taharet, 27/51; Müslim Kitâb’ut-Tahâret, B.15, n. 253/43, c. 1, s. 220; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, B.4, n. 8, c. 1; İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, B.7, n. 290, c. 1, s. 106)

Hadisin Açıklaması

Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem eve girdiği vakit evvelâ selam verirdi. Başka işle meşgul olmadan, önce dişlerini misvaklar, aile fertleri ile konuşmaya misvaktan sonra başlardı.

Yorgunluk, açlık, havanın sıcaklığı, ağızda kuruma, dişlerde kir ve koku meydana getirebilir. İşte Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem aile fertleri içerisine dişlerini temizledikten sonra çıkardı. Bu hadis Bezl’ül-Mechûd, Menhel ve Avnu’l-Mabûd adlı şerhlerde ve Sünen’in bazı baskılarında 30. babın son hadis-i olarak yer almaktadır.

Misvağı Yıkamak ile İlgili Hadis

Aişe radıyallahu anh’dan rivâyete göre o, şöyle demiştir:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem misvak kullanır ve yıkamam için misvakı bana verirdi ben de önce onunla misvaklanır sonra onu yıkar Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e verirdim. (Ebû Dâvûd, Taharet, 28/52)

Hadisin Açıklaması

Bu hadis-i şerif; kullandıktan sonra misvakın yıkanmasının müstehap olduğuna delildir. Hz. Aişe validemizin yıkamak için aldığı misvakı yıkamadan kullanması teberrük içindir.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

MİSVAK KULLANMANIN HÜKMÜ NEDİR?

Misvak Kullanmanın Hükmü Nedir?

MİSVAK KULLANMANIN FAYDALARI

Misvak Kullanmanın Faydaları

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.