Muâmelât Ne Demektir?

Muâmelât ne demektir? Kısaca anlamı nedir?

Sözlükte "bir kimse ile bir işi pazarlaşmak, alışveriş etmek" anlamlarına gelen muâmele kelimesinin çoğulu olan muâmelât, bir fıkıh terimi olarak, alışveriş, kira, şirketler, evlilik, miras, vasiyet gibi insanlar arası ilişkileri düzenleyen kuralların tamamını ifade eder.

İlk dönemlerde fıkıh, ibâdât, muâmelât ve ukûbât şeklinde bir tasnife tabi tutulmuştur. Namaz, oruç, zekat, hac, cihat gibi konular ibâdetler bölümünde ele alınmıştır. Muâmelât kısmında ise, alışveriş, kira, şirketler, hibe, vekalet, kefalet gibi hukukî ilişkiler; aile hukukunu ihtiva eden nikâh, talak; devletler hukukundan bahseden siyer, cihat; muhakeme usulünü içeren kazâ, vasiyet ve miras bölümleri incelenmiştir. Ukûbât kısmında ise, ceza hukukundan bahseden hudud, kısas, cinayât gibi konular işlenmiştir. Ancak gerek modern hukuk dallarındaki gelişmeler ve gerekse fıkıh çalışmaları sonucunda, ibâdât, muâmelât ve ukûbât şeklindeki klasik ayrımda değişiklikler olmuştur. Bunun yerine, ibâdât, ahvâl-i şahsiyye, muâmelât, ahkam-ı sultaniyye ve siyâset-i şer'iyye, ukubât ve siyer şeklinde detaylı bir tasnif benimsenmiştir. Bu son kabule göre, muâmelât daha çok günümüzdeki borçlar hukukunu içermektedir.

Kaynak: Diyanet

İslam ve İhsan

MUAMELAT NEDİR?

Muamelat Nedir?

MUÂMELÂT KAİDELERİ

Muâmelât Kaideleri

MUÂMELÂT OLMADAN TASAVVUF OLMAZ!

Muâmelât Olmadan Tasavvuf Olmaz!

MUAMELATLA ALAKALI TEMEL ESER: KİTABU'L KESB

Muamelatla Alakalı Temel Eser: Kitabu'l Kesb

HAK DİN İSLÂM VE MUHARREF DİNLERDE İBADET VE MUAMELAT

Hak Din İslâm ve Muharref Dinlerde İbadet ve Muamelat

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.