Muhammed Suresi 19. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Muhammed Suresi 19. ayeti ne anlatıyor? Muhammed Suresi 19. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Muhammed Suresi 19. Ayetinin Arapçası:
فَاعْلَمْ اَنَّهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنْبِكَ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ مُتَقَلَّبَكُمْ وَمَثْوٰيكُمْ۟
Muhammed Suresi 19. Ayetinin Meali (Anlamı):
Rasûlüm! Bil ki, Allah’tan başka ilâh yoktur. Hem kendi günahın, hem de erkek kadın tüm mü’minlerin günahları için Allah’tan bağışlanma dile. Allah, sizin gezip dolaştığınız yeri de, sonunda varıp kalacağınız yeri de çok iyi bilir.
Muhammed Suresi 19. Ayetinin Tefsiri:
Mü’min erkek ve kadınlar günahlardan salim olmadıkları gibi, peygamberler de, her ne kadar büyük günahlardan korunmuş olsalar da, nübüvvet şânına yakışmayacak “zelle” dediğimiz küçük hatalardan uzak değillerdir. Bu sebeple Cenâb-ı Hak, Peygamberimiz (s.a.s.)’e hem kendi günahı hem de erkek kadın tüm mü’minlerin günahı için istiğfar etmesini istemiştir. Yani burada kastedilen, peygamberlik makamına uygun düşen bir istiğfardır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurur:
“Benim de kalbim bulutlanır; gaflet ile perdelenir. Ben günde yüz kere Allah’tan bağışlanma dilerim.” (Müslim, Zikir 41)
“Ey insanlar! Allah’a tevbe ediniz, O’ndan bağışlanma dileyiniz. Çünkü ben her gün Allah’tan yüz defa veya daha fazla bağışlanma dilerim.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 261)
“Allahım! Önce yaptığım, sonra yapacağım, gizli ve açık yaptığım bütün kusurlarımdan ötürü beni affet. Öne geçiren, geri bırakan sensin. Senden başka ilâh yoktur.” (Tirmizî, Da‘avat 32)
“Allahım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka kulluğa lâyık ilâh yoktur. Beni sen yarattın. Ben senin kulunum. Ezelde sana verdiğim kulluk sözümde ve va’dimde hâlâ gücüm yettiğince durmaktayım. İşlediğim kusurların şerrinden sana sığınırım. Bana lutfettiğin nimetleri yüce huzûrunda minnetle anar, günahımı îtirâf ederim. Beni affet, şüphe yok ki günahları senden başka affedecek yoktur.” (Buhârî, Deavât 2, 16; Ebû Dâvûd, Edeb 100-101)
Hâsılı, bu âyet-i kerîme ve hadis-i şerifler, Peygamberimiz (s.a.s.)’in Allah’a karşı kulluğu çok derinden hissettiği, O’na karşı kulluk vazifelerini tam yapamama, yaptıklarını yeterli görmeme hissiyâtı içinde olduğunu gösterir. Ona göre kul ne kadar ibâdet etse yine de Allah’ın lutuf ve ihsanlarına karşı şükrünü yerine getiremez. Kul ne kadar mükemmel olsa yine de Allah Teâlâ’ya karşı kullukta kusurludur. Bunun için istiğfara devam etmesi gerekir. Efendimiz (s.a.s.)’in bu hali bütün mü’minler ve insanlık için ne güzel bir numûnedir.
Bütün bunlardan sonra söz tekrar savaş konusuna getirilerek buyruluyor ki:Muhammed Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Muhammed Suresi 19. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR