Muhammed Suresi 31. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Muhammed Suresi 31. ayeti ne anlatıyor? Muhammed Suresi 31. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Muhammed Suresi 31. Ayetinin Arapçası:

وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ حَتّٰى نَعْلَمَ الْمُجَاهِد۪ينَ مِنْكُمْ وَالصَّابِر۪ينَۙ وَنَبْلُوَ۬ا اَخْبَارَكُمْ

Muhammed Suresi 31. Ayetinin Meali (Anlamı):

Gerçek şu ki, içinizden cihâd edenleri ve sabredenleri ayırt edinceye; söz ve davranışlarınızdaki samimiyetinizin doğruluğunu ortaya çıkarıncaya kadar biz sizi sınamaya devam edeceğiz.

Muhammed Suresi 31. Ayetinin Tefsiri:

Münafıklar, içlerinde müslümanlara karşı büyük bir kin, haset ve nefret besliyorlardı. Fakat bunlar, içlerinde sakladıkları bu kinin hiç fark edilmeyeceğini sandılar ve kendilerini aldattılar. Çünkü Allah vahiy yoluyla onların gönüllerinde taşıdıkları düşüncelerini, gizli gizli çevirdikleri entrikaları Peygamberi’ne haber verdi. Cenâb-ı Hak isteseydi, Peygamberi’ne onları teker teker gösterir, Peygamber de onları simalarından tanırdı.  Fakat çeşitli hikmetlerle böyle yapmayı murat etmedi. (bk. Tevbe 9/101) Ancak onları tanıyacak bazı yolları gösterdi. Bunların biri de onların konuşma tarzlarıdır. Efendimiz (s.a.s.) onları konuşma şekillerinden, edalarından, konuşurken takındıkları tavırlardan tanımaktaydı. Mesela zafer elde edildiği zaman “Doğrusu biz de sizinle beraberdik” (Ankebut 29/10) demeleri, biraz sıkışınca “Evlerimiz sahipsiz, korumasız!” (Ahzab 33/13) demeleri, yahut bu sûrenin başında geçtiği üzere “Demin o ne söylemişti bakalım?” (Muhammed 47/16) demeleri onların sözlerinden birer örnektir. Halbuki hep kendi menfaatini kollayıp, işin siyasetine uygun tarzda yerine göre söz söylemek bir mârifet değildir. Cenâb-ı Hak bu sözlere hiçbir değer vermemektedir. Çünkü O, sözden ziyade kulun ameline bakar. Dilin kemiği yoktur, onunla kişinin her istediğini konuşması mümkündür. Fakat Allah’ın emirlerini yerine getirebilmek, konuşmak kadar kolay değildir. Bu sebepledir ki Allah Teâlâ, kendi yolunda cihad edenlerle sabredenleri ortaya çıkarıncaya kadar kullarını imtihan edecektir. En mühim imtihan vasıtası da cihaddır, savaştır. Çünkü bu gibi zor durumlarda kişinin gerçek imanı ve sabrı ortaya çıkar. İmanı kalbe iyice kökleşmiş olanlar Allah yolunda mallarını ve canlarını seve seve verirken ve bir şeb-i arus heyecanıyla şehâdet şerbetini içerken; yürekten inanmamış zayıf kimseler zorluklar karşısında yılgınlık ve bıkkınlık gösterirler. Hatta kendileri savaşmadıkları gibi, başkalarını da savaştan alıkoyarlar. Dolayısıyla kuru laf ile mücahitlik olmaz. Gerçek mücahitlik sağlam bir iman ve yüce bir sabrı gerektirir.

Münafıkların ötesinde bir de şu inkarcı grup vardır:

Muhammed Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Muhammed Suresi 31. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.