Muhyiddin-i Arabi Hazretlerinin Besmele Keşfi
Hz. Ömer’in Bizans İmparatoruna gönderdiği başlıktaki besmele sırrı. Şeyh Ahmet el Buni ve Şeyh Muhyiddin Arabi Hazretlerinin besmele ile ilgili sözleri.
BAŞLIKTAKİ BESMELE SIRRI
Anlatıldığına göre Rum meliki Kayser, Hz. Ömer’e şöyle bir mektup yazdı: “Başımda dinmek bilmeyen bir ağrı var. Eğer sizce malum bir çaresi ve ilacı varsa bana gönderin. Çünkü buradaki doktorlar, buna bir çare bulamadılar.” Mektubu alan Hz. Ömer, Kayser’e bir başlık gönderdi. Kayser bunu giyince ağrısı kesiliyor, çıkardığında yeniden başlıyordu. Merak etti: “Acaba bu başlıkta ne vardı ki baş ağrısını kesiyordu.” Başlığı çıkarıp iyice kontrol edince içinde üzerinde besmele yazılı bir kağıt buldu.
BESMELE İLE YAPILAN DUA
Bir hadiste şöyle gelmiştir: “Başı besmele olan dua reddolunmaz.” Diğer bir hadiste ise: “Kim Allah’a ve O’nun ismine olan saygısından ve kirlenmesin diye üzerinde besmele yazılı bir kağıdı ayak altından kaldırırsa Allah indinde sıddıklardan olur. Ana babası müşrik bile olsa azapları hafifletilir.” (Aclûnî, II, 327) buyurulur.
Şeyh Ahmed el-Bûnî, Letâifu’l-İşârât adlı eserinde “Varlık Ağacı’nın (Şeceretü’l Kevn) “besmele”den dal budak saldığını” anlatır ve der ki: Bütün alem, icmali ve tafsili olarak, besmele ile kâimdir. Bu yüzden besmeleyi çokça söyleyen kimse, ulvî alemde de, süfli alemde de “heybet” sıfatıyla taltif edilir.
BESMELE VE FATİHA
Şeyh-ı Ekber, el- Fütuhatül Mekkiye’sinde der ki: Fatiha’yı okuduğun zaman besmeleyi ona bitiştir. Besmeleyle Fatiha arasını açma, vaslet! Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) yemin ederek Cebrail’den, o yemin ederek Mikail’den, o da yemin ederek İsrafil’den, o da yemin ederek Allah’tan şöyle buyurduğunu nakleder: “Ey İsrafil, izzetime, celalime, cad ve keremime and olsun ki Fatiha’ya bitiştirerek besmeleyi bir kere okuyanı bağışlarım. Şahit olun ki: İyi amellerini kabul eder, kötü amellerini görmezden gelirim. Onun dilini ateşte yakmam. Ve onu kabir azabından da kıyamet gününün azabından da kurtarırım. O bana enbiyadan ve evliyadan önce kavuşur.”
Kaynak: İsmail Hakkı Bursevi, Ruhül Beyan Tefsiri, Erkam Yayınları