“Mümin Erkeklere ve Mümin Kadınlara, Yapmadıkları Bir İşten Dolayı Haksız Yere Eziyet Edenler” Ayeti
“Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, yapmadıkları bir işten dolayı haksız yere eziyet edenler, şüphesiz büyük bir iftirâ etmiş ve açık bir günah yüklenmiş olurlar” ayetini nasıl anlamalıyız?
Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
“Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, yapmadıkları bir işten dolayı haksız yere eziyet edenler, şüphesiz büyük bir iftirâ etmiş ve açık bir günah yüklenmiş olurlar.” (Ahzâb sûresi, 58)
İYİ KİMSELERE EZİYET ETMEYİ YASAKLAYAN AYET
Nevevî’nin iyi kimselere eziyet etmekten sakındırmaya delil olarak mü’min erkek ve kadınlara işlemedikleri şeyler dolayısıyla sözle ve davranışla eziyet edilmesini yasaklayan âyetin getirilmesi, her şeyden önce iyi ve sâlih kimselerin, mü’min olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda âyetin nâzil olduğu toplumda, savunmasız kimseler denince, erkek ve hanım mü’minlerin hatıra geldiği anlaşılmaktadır. Eziyet ve işkence, gerek propaganda yoluyla sözlü veya doğrudan müdâhale yoluyla fiilî olsun her ikisi de Allah katında bu eziyeti yapanlar için büyük bir sorumluluk vesilesi olacaktır.
Biri âyette de “Allah ve Resûlü’nü incitenlere Allah, dünyada ve âhirette lânet etmiş ve onlar için horlayıcı bir azâb hazırlamıştır” buyurulmaktadır. (Ahzâb sûresi, 57)
Tevhide ters düşen birtakım yakıştırmaları Allah hakkında ileri sürmek, peygamberlikle bağdaşması mümkün olmayan bazı sözleri Peygamber hakkında söylemek sûretiyle Allah ve Resûlü’nü incitenlerin, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzûlü sırasında yaşayan gayrimüslimler olduğu bellidir. Allah onların âkıbetlerini de açıkca “lânet ve horlayıcı bir azâb” olarak bildirmiştir.
Günümüzde birçok ülkede görüldüğü gibi savunmasız durumda bulunan Müslümanlara, hiç alâkaları olmayan suçlar isnad ederek iftirada bulunanların açık bir vebâl altına girmiş oldukları bildirilmektedir. Dolayısıyla böylesi bir eziyet ve işkencenin, mü’minler arasında birbirlerine karşı kullanılmaması öncelikle istenmiş olmaktadır.
Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları