Mü'min Suresi 35. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Mü'min Suresi 35. ayeti ne anlatıyor? Mü'min Suresi 35. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Mü'min Suresi 35. Ayetinin Arapçası:
اَلَّذ۪ينَ يُجَادِلُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِ اللّٰهِ بِغَيْرِ سُلْطَانٍ اَتٰيهُمْۜ كَبُرَ مَقْتًا عِنْدَ اللّٰهِ وَعِنْدَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُواۜ كَذٰلِكَ يَطْبَعُ اللّٰهُ عَلٰى كُلِّ قَلْبِ مُتَكَبِّرٍ جَبَّارٍ
Mü'min Suresi 35. Ayetinin Meali (Anlamı):
“Onlar, kendilerine ulaşmış hiçbir kesin delil olmaksızın Allah’ın âyetleri hakkında tartışanlardır. Bu tutum, Allah katında da, iman edenler yanında da pek büyük bir gazap ve nefret sebebidir. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.”
Mü'min Suresi 35. Ayetinin Tefsiri:
Mü’min adam, konuşmasının bu noktasında, kendi zamanında yaşayan Firavun’un rüyasını doğru tâbir edip ülkeyi kıtlığın belâlarından koruyan ve hatta çevre ülkelere büyük yardımı dokunan Yûsuf (a.s.)’a bile inanmayan Mısır halkını misal veriyor. Bunlar Hz. Yûsuf’un tebliğ ettiği ilâhî hakîkatlerden şüphe etmişler, ona inanmamışlardı. Ancak vefatından sonra Yûsuf’un kıymetini bilmişler ve bir daha Yûsuf gibi bir peygamberin gelmeyeceği mânasında “Bundan sonra Allah asla bir peygamber göndermez” (Mü’min 40/34) demişlerdi. Şimdi aynı hakîkatleri Hz. Mûsâ tebliğ etmektedir. Hiç değilse bu fırsatı kaçırmamalarını, kaçırıp da sonra pişman olmamalarını öğütlemektedir.
Âyetler şu üç kötü özelliğe sahip olan kimselerin sapıklığa düşeceklerine işaret buyurur:
✺ Kişi öylesine günahların içine dalar ki artık onlardan hoşlanmaya başlar. Şeytan bu gibi kimselere yaptıklarını süslü gösterir, sefâletlerini saadet zannederler.
✺ Doğru yola girip ıslah olmayı kabul etmediği gibi, peygamberlerin getirdiği apaçık delillere şüpheyle bakar. Tevhid ve âhiret hakkında öne sürülen tüm delilleri kabulden kaçınır.
✺ Elinde sağlam bir delil olmaksızın Allah’ın ayetlerine karşı mesnetsiz itirazlarda bulunur, gereksiz münâkaşalara girişir ve ilâhî vahyi inatla inkâr eder.
Bunlar “mütekebbir” ve “cebbâr” tînetli zâlimlerdir. Allah işte böylelerinin kalbini mühürler. “Tekebbür” ile, insanı Hakka teslim olmaktan alıkoyan sahte bir büyüklük duygusu, “cebbarlık” ile de İslâm’ın yasakladığı haksızlıkları işlemek suretiyle Hak’tan kaçıp halka zulmetmek kastediliyor.
Mü’min adamın onların kalplerini yumuşatmak için sergilediği bu merhametli tavra rağmen Firavun’un eski sapıklığında direttiği, hakka teslim olmamak için inat ettiği görülür:Mü'min Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Mü'min Suresi 35. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR