Müminin Dengede Tutması Gereken 2 Şey
Dînin sadece ruh ve mânâsına ehemmiyet verip zâhirini ihmâl etmek, büyük bir hatâdır. Zira zâhir, o ruh ve mânânın tecessüm etmiş, ifadeye dökülmüş ve fiile aksetmiş şeklidir. Bu manada müminin dengede tutması gereken 2 şey nedir? İşte cevabı...
Abdülkâdir Geylânî Hazretleri buyurur:
“Her kap, içinde ne varsa dışarıya onu sızdırır. Senin amellerin; inançlarının delilleri, şâhitleri ve aynalarıdır. Dışın; içinin bir delilidir, şâhididir, aynasıdır… Zâhir, bâtının göstergesidir.”
Nasıl ki insanın ruh ve beden olmak üzere iki yönü varsa, dînî hayatın da zâhir ve bâtın cihetleri bulunmaktadır. Bu ikisi, mü’minin hayatında dengeli bir sûrette mezcolmadan, kâmil mânâda bir kulluktan söz edilemez.
Dînin sadece ruh ve mânâsına ehemmiyet verip zâhirini ihmâl etmek, büyük bir hatâdır. Zira zâhir, o ruh ve mânânın tecessüm etmiş, ifadeye dökülmüş ve fiile aksetmiş şeklidir.
Kalbin mânevî seviye ve kıvâmı, ancak davranışlarla belli olur. Bunun içindir ki bedensiz bir namaz kılınamaz, oruç tutulamaz, zâhirî bir varlık olan mal-mülk infâk edilmeden mâlî ibadetler edâ edilemez. En mücerred bir hakîkat olan “îman” bile, önce kalp ile tasdîki gerekli kılarsa da, hemen ardından, kalbin tasdîk ettiği o hakikatin, dil ile ikrâr edilerek dışa yansıtılması, ifâde edilmesi ve hayat boyunca davranışlarla zâhire çıkarılması îcâb eder.
Âyet-i kerîmede de bu hakîkate şöyle işaret buyrulur:
“İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece «îmân ettik» demeleriyle bırakılacaklarını mı sandılar?” (el-Ankebût, 2)
Yani îman, sadece sözde kalmayıp fedakârâne davranışlarla sergilenerek ispat edilmelidir.
Bu itibarla, îman da lâzımdır amel de; ruh da gereklidir, şekil de… Mühim olan, bunların birine ehemmiyet verip diğerini ihmâl etme gafletine düşmemektir. Yani bir müslümanın, tâbiri câizse, hem zarfı (yani dış görünüşü) hem de mazrûfu (yani gönül dünyası) güzel olmalıdır. Zâhir ve bâtını mezcederek, kalp ve beden âhengi içinde bir kulluk hayatı yaşamalıdır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2019 – Eylül, Sayı: 403, Sayfa: 032
ABDÜLKADİR GEYLANİ HAZRETLERİ KİMDİR?
DÜNYA VE AHİRET HAYATININ ÖNEMİ NEDİR?