Mü'minin Üç Kalesi

Akıllı kimse, nefsini alçaltan, ölümden sonrası için amel yapan, dünyaya rağbeti kesip zühd ile meşgul olandır. Müslümanın, müminin kendini koruması için üç kalesi vardır. Peki bunlar nelerdir?

Hadîste buyurulmuştur:

Mü’min’in üç kalesi vardır: Zikrullah, Kur’ân ve mescid.

Akıllı kimse, nefsini alçaltan, ölümden sonrası için amel yapan, dünyaya rağbeti kesip zühd ile meşgul olandır.

Câhil ise kendini unutup hevâ ve hevesine tâbî bulunandır.

Allah’tan başka şeyleri unuttuğun zaman sen Rabbini hatırlamış, zikretmiş olursun.

Zikrin hakîkati, zikir ânında zikredilenden başka her şeyi unutabilmektir.

Hakk yolunun yolcusuna gereken de, ona gâye olan zikr-i hakîkîye ulaşmaktır. Gerçek tevhid, bâtılı ve Hakk’ın dışında her şeyi bertaraf eder.

ŞÜKÜR ÜÇ ŞEKİLDE OLUR

Şükür üç şekilde olur:

Dil ile şükür, amellerde şükür, hal ile yani kalb ile şükür.

Dil ile şükre işâret “Rabbinin nîmetini söyle!” (Duhâ Sûresi, 11) âyet-i celîlesiyle “Tahdîs-i nîmet yani nîmetleri dil ile ikrâr da bir nev’i şükürdür.” hadîs-i şerîfidir.

Amellerin şükrüne “Ey Dâvud âilesi, şükredin!” (Sebe Sûresi, 13) âyet-i celîlesi delâlet eder.

Hal veyâ kalb ile şükre ise “Size ulaşan her nîmet Al-lah’tandır!” (Nahl Sûresi, 53) âyet-i kerîmesi işâret eder.

KUŞUN SABRI VE MÜKAFATI

Süleyman -aleyhisselâm- devrinde güzel sesli ve güzel görünüşlü bir kuş vardı. Bir adam bu kuşu bin dirheme satın alır. Bir gün bir başka kuş gelir ve bu kuşun kafesinin üstünde öterek uçup gider. Bundan sonra o güzel sesli kuş susar, hiç ötmez. Kuşun sâhibi, Süleyman -aleyhisselâm-’a gelip şikâyette bulunur. Süleyman -aleyhisselam-:

– Onu bana getirin, der. Kuşu getirdiklerinde Süleyman -aleyhisselâm- kuşa der ki:

– Sâhibin seni yüksek fiyatla satın aldığından onun sende hakkı var, sen niye ötmüyorsun?

Kuş cevaben:

– Ey Allâh’ın Peygamberi, ona söyle, ben bağımı çözmedikçe, kafeste bulunduğum sürece asla ötmeyeceğim, der.

– Niçin, der Süleyman -aleyhisselâm-. Kuş:

– Benim ötüşüm evlâd ve vatan hasretindendi. Ancak bir kuş geldi ve bana “Senin kafeslere konman, güzel sesindendir; susar, ötmezsen kurtulursun.” dedi. Ben de onun için ötmüyorum, diye cevap verir.

Süleyman -aleyhisselâm- bunun üzerine adama:

– Kuşun ne dediğini duydun mu, der. Adamcağız:

– Ey Allâh’ın Peygamberi, onu salıver; çünkü ben onu sesi için kafese koymuştum, der. Süleyman -aleyhisselâm- da bin dirhemini vererek kuşu kafesten bırakıverir. Kuş: “Benim şeklimi ve sesimi güzel yapan, bana havada uçma kabiliyeti veren ve kafeste sabr etmek imkânı bahşeden Rabbimi tesbîh ederim.” diye öterek uçar, gider.

Süleyman -aleyhisselâm- der ki:

– Eğer kuş sabretmemiş olsaydı, feraha çıkamayacaktı, sabretti ve kurtuldu.

Bu kıssada gerçekten nefsin sıfatlarından fânî olup kurtulmaya işâret vardır. Zîra kul, zarûrî ve kesin ölümünden önce kendi ihtiyarıyla ölmedikçe; kendini hemen ölecekmiş gibi ölüme hazırlamadıkça hayât-ı hakîkîye vâsıl olamaz.

Kaynak: Ramazanoğlu M. Sâmi, Musâhabe-6, s. 82-86

İslam ve İhsan

ZİKİR HAKKINDA ÂYET VE HADİSLER

Zikir Hakkında Âyet ve Hadisler

KUR’ÂN-I KERİM OKUMANIN FAZİLETİ İLE İLGİLİ HADİSLER

Kur’ân-ı Kerim Okumanın Fazileti İle İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.