Mü'minûn Suresi 47. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Mü'minûn Suresi 47. ayeti ne anlatıyor? Mü'minûn Suresi 47. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Mü'minûn Suresi 47. Ayetinin Arapçası:
فَقَالُٓوا اَنُؤْمِنُ لِبَشَرَيْنِ مِثْلِنَا وَقَوْمُهُمَا لَنَا عَابِدُونَۚ
Mü'minûn Suresi 47. Ayetinin Meali (Anlamı):
Nitekim şöyle dediler: “Yani biz şimdi kalkıp, kendimiz gibi sıradan iki insana mı inanacağız; hem de kavimleri başı yerde, elleri göğsünde bize hizmet eden kölelerimizken?”
Mü'minûn Suresi 47. Ayetinin Tefsiri:
Hz.
Mûsâ ve Hz. Hârûn’un beraberindeki “âyetler”den maksat; asâ, yed-i beyzâ,
çekirge, bit, kurbağa, kan, denizin yarılması, kıtlık içinde geçen yıllar ve
ürünlerin noksanlaşması gibi mûcizelerdir. “Apaçık bir delil”den kasıt ise,
onların en büyük mûcizeleri olan “asâ” mûcizesidir. Çünkü buna asânın yılana
dönüşmesi, sihirbazların büyülerini yutuvermesi, denizin yarılması, taşa
vurulmak suretiyle gözelerin fışkırması, onun Hz. Mûsâ’ya bekçi olması, ışık
olması, meyveli ağaca dönüşmesi gibi pek çok mûcize de taalluk etmektedir. İşte
bu üstünlükleri sebebiyle asâ mûcizesi diğerlerinden ayrı olarak özellikle
belirtilmiştir. “Apaçık delil”den maksadın, gösterilen mûcizelerin Hz. Mûsâ’nın
doğruluğuna delâlet etme keyfiyetleri olabilme ihtimali de vardır.
Firavun
ile kavminin ileri gelenleri, Hz. Mûsâ ve Hz. Hârûn’a inanmadılar. Bunun
sebebi:
›
Oldukça kendini beğenmiş, kibirli ve zâlim bir topluluktular.
›
Dünyevî imkânlar bakımından ileri seviyede idiler. Sayı ve kuvvet
bakımından güçlü idiler.
›
İsrâiloğulları uzun yıllardır onların emrinde köle olarak
çalıştıkları için onları hakir görüyorlardı. Köleleri durumunda olan bir
toplumun içinden çıkan iki kişinin kendilerine bir şey öğretmeye ve akıl
vermeye kalkışmaları onların çok ağırına gitmişti. Bunu gururlarına yedirememişlerdi.
Bu sebeple: “Yani biz şimdi kalkıp,
kendimiz gibi sıradan iki insana mı inanacağız; hem de kavimleri başı yerde,
elleri göğsünde bize hizmet eden kölelerimizken?” (Mü’minûn 23/47)
demişlerdi. İnkâr ve yalanlama yolunu tutmaları sebebiyle de netice Kızıl
Deniz’in azgın dalgaları arasında helak edilmişlerdi. (bk. A‘râf 7/103-136; Yûnus 10/75-92; Tâhâ 20/9-80)
Kıssanın
bu şekilde arz edilmesindeki gâye, Allah Resûlü (s.a.s.)’i kabul ve ona itaate
tenezzül etmeyen, kendileri gibi bir insana inanmayacaklarını söyleyen kibirli
müşrik liderleri tehdit ve ikaz etmektir.
49.
âyette ifade edildiği üzere Hz. Mûsâ’ya Tevrat’ın verilmesiyle doğru yolu
öğrenip onu izlemeleri umulan kimseler, İsrâiloğulları’dır. Çünkü Tevrat, Kızıl
Deniz’i geçtikten sonra verilmiştir.
Hz.
İsa ve annesine gelince:
Mü'minûn Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Mü'minûn Suresi 47. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...