Münâfikûn Suresi 11. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Münâfikûn Suresi 11. ayeti ne anlatıyor? Münâfikûn Suresi 11. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Münâfikûn Suresi 11. Ayetinin Arapçası:

وَلَنْ يُؤَخِّرَ اللّٰهُ نَفْسًا اِذَا جَٓاءَ اَجَلُهَاۜ وَاللّٰهُ خَب۪يرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ

Münâfikûn Suresi 11. Ayetinin Meali (Anlamı):

İyi bilin ki Allah, eceli geldiğinde hiç kimsenin ölümünü bir an geri bırakmaz. Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkiyle haberdardır.

Münâfikûn Suresi 11. Ayetinin Tefsiri:

İnsan ne yapacaksa ölüm gelip çatmadan yapmalıdır. Çünkü ölümle kazanma fırsatı sona ermekte, imtihan süresi bitmekte ve artık hesap faslı başlamaktadır. Ayrıca ecel geldiği zaman, kul istese de, bir an bile onun ertelenmesi mümkün değildir. O halde, ölüm sonrası pişman olup “keşke sadaka verip iyi kullardan olsaydım” demektense, hayatta iken ve fırsat varken sahip olduğumuz her türlü imkândan Allah yolunda infak etmek, elbette daha faydalı olacaktır. Nebiyy-i Ekrem (s.a.s.) Efendimiz bir keresinde:

“–Sadaka vermek her müslümanın vazifesidir” buyurmuştu. Ashâb-ı kirâm:

“–Sadaka verecek bir şey bulamazsa?” dediler.

“–Amelelik yapar, hem kendisine faydalı olur, hem de tasadduk eder” buyurdu.

“–Buna gücü yetmez veya iş bulamaz ise?” dediler.

“–Darda kalana, ihtiyaç sahibine yardım eder” buyurdu.

“–Buna da gücü yetmezse?” dediler.

“–İyilik yapmayı tavsiye eder” buyurdu.

“–Bunu da yapamazsa?” dediler.

“–Kötülük yapmaktan uzak durur. Bu da onun için sadakadır” buyurdu. (Buhârî, Zekât 30, Edeb 33; Müslim, Zekât 55)

Bu bakımdan Resûlullah (s.a.s.), herkesi îkaz sadedinde:

“–Ölüp de pişmanlık duymayacak hiçbir kimse yoktur” buyurmuştu.

“–O pişmanlık nedir yâ Resûlallah?” diye sorulduğunda da:

 “– Ölen, iyilik ve ihsan sahibi sâlih bir kişi ise, bu iyi hâlini daha fazla artıramamış olduğuna; şâyet kötü bir kişi ise, kötülükten vazgeçerek hâlini düzeltmediğine pişman olacaktır” cevâbını verdiler. (Tirmizî, Zühd 59/2403)

Şâir Derdli, fırsatı değerlendirmek hususunda şöyle öğüt verir:

“Yâri bil, ağyârı bil, aklın başında var iken,

Fırsatı fevt eyleme, fırsat elinde var iken.”

Şâir Bâkî de şöyle der:

“Gâfil geçirme fırsatı kim bâğı âlemin,

Gül devri gibi devleti nâ-pâyidârdır.”

“Eline geçen fırsatları gafletle geçirme, bunların kıymetini bil. Çünkü nasıl gül mevsimi çok kısa sürede gelip geçiyorsa, bu fânî dünya bağının, dünya hayatının devleti de ebedi değildir; kısa sürede gelir geçer.”

Görüldüğü üzere Münafıkûn sûresi, Al­lah Teâlâ’nın kulların bütün yaptıklarından ha­ber­dar­ olduğunu bildirerek sona ermektedir. Dolayısıyla Allah, kendisini anmaktan gafil olmayıp iyilik yollarında mallarını harcayanları bilir, mükâfatlarını verir. Buna mukâbil Allah’ı unutup dünyaya dalanların da yaptıklarını bilir, onlara da cezalarını verir. Ancak bütün bu sonuçlar ancak kâr ve zarar günü olan demek olan “tegâbün günü” belli olacaktır. Onun için bu sûreyi Tegâbün sûresi takip edecektir:

Münâfikûn Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Münâfikûn Suresi 11. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...