Mürselât Suresi 36. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Mürselât Suresi 36. ayeti ne anlatıyor? Mürselât Suresi 36. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Mürselât Suresi 36. Ayetinin Arapçası:
وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ
Mürselât Suresi 36. Ayetinin Meali (Anlamı):
Kendilerine izin verilmez ki, özür dileyebilsinler.
Mürselât Suresi 36. Ayetinin Tefsiri:
Kur’an’daki verilen bilgilerden anlaşıldığına göre mahşer gününün çeşitli safhaları olacaktır. Her safhanın kendine has halleri vardır. Burada kâfirlerin cehenneme girmeden önceki son durumları arz edilir. Zira bu hususla alakalı başka âyetlerin bildirdiğine göre kâfirler ve günahkârlar bundan önce mahşer meydanında pek çok mazeret ileri sürecekler. Kendi suçlarını birilerine yüklemeye çalışacak, kendilerinin masum olduğunu ispata gayret edecekler. Kendilerini saptıranlarla cedelleşecekler. Hatta bazıları, pek çok âyette belirtildiği gibi utanmadan suçlarını inkâr etmeye çalışacak. Fakat onların elleri, ayakları ve bütün azaları aleyhlerinde şâhitlik edecektir. Suçları tamamen ispatlanıp, ilâhî hak ve adâlet ölçülerine göre hiçbir yönden eksiklik kalmadıktan sonra suçlarının cezası bildirilecektir. İşte o zaman onlara hiçbir söz hakkı kalmayacaktır. Artık hiç bir mazeretleri kabul edilmeyecektir. Ne özür dilemelerine imkân, ne de kendilerini müdafaaya izin verilecektir. Bundan maksat, onların kendilerini savunma haklarını gasp değil, elbette ki bütün suçları ispatlandıktan sonra artık hiçbir delilleri kalmayacağını beyândır. Böylece onların ağızları kapatılmış olacak ve ebedi azaba sürükleneceklerdir.
Ömürlerini Allah’a duydukları derin bir saygı ve korku içerisinde güzel bir kullukla dolduranlara gelince:Mürselât Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Mürselât Suresi 36. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR