Mürşide Ya Da Şeyhe Bağlanmamak Kişiye Ne Kaybettirir?
Mürşide ya da şeyhe bağlanmamak kişiye ne kaybettirir? Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...
Aslında insanın hakyol arayışında gayret içinde olması gerekir. Nitekim: “Bizim uğrumuzda uğraşanları elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz”[1] buyrulmuştur. Bir cehd, gayret ve mücâhede olmadan mânevî terakkî gerçekleşmez. Şeyhe bağlanmadan tasavvufî bir hayâtın gerçekleşmesi mümkün olmaz. Mümkün olsa bile insanın ayakları kaymaktan sâlim olmaz. Bu bakımdan herkes için tarîkata girmek zarûreti yoktur belki ama, zühdî bir hayât ve mânevî bir eğitim görmek isteyenlerin mutlaka bir mürşide bağlanmaları gerekir.
Bunu şöyle bir misâlle açıklayabiliriz: İstanbul Boğazı’ndan yabancı bandıralı gemiler geçiyor. Bu yabancı bandıralı gemilerin Boğaz’dan geçerken kılavuz kaptan alma zorunlulukları vardır. Yabancı gemiler, kılavuz kaptan almaz ve kazâ yapacak olurlarsa cezâsı daha ağırdır. Oysa bu gemilerin kaptanlarının elinde Boğaz’ın haritası, pusula ve diğer yardımcı âletler olduğu hâlde yine de kılavuz kaptan alma zorunluluğu vardır. Niye? Çünkü kılavuz kaptan, oradan defalarca geçmiş bulunduğu için Boğaz’ı elinde harita, pusula ve diğer yardımcı âletler bulunan gemi kaptanından çok daha iyi tanımaktadır.
Tasavvufî hayâta giren kimse de bu yoldan geçmiş ve sonuç almış olan kimseden, elinde kitaplar, eserler ve bilgiler bulunan kimseye nazaran daha çok istifâde eder. Çünkü tasavvuf nazarî/teorik bir ilim değil, tatbikî bir ilimdir. Mürşide bağlanmayan kişi, böyle bir yolda önemli bir rehberden mahrûm olarak yola çıkmış demektir.
[1]. el-Ankebût, 29/69.
Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları