Musab bin Umeyr’in (r.a.) Şehadeti
Uhud Savaşı’nda yirmi yara alan Musab bin Umeyr’in (r.a.) şehit olması ve Peygamberimizin (s.a.v.) onun şahsında verdiği müjde.
Fahr-i Âtem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretleri hicretten evvel, bu zatı birinci Akabe’de bey’at eden on iki zat ile talim-i din ve Kur’an için Medine-i Münevvere’ye irsal buyurmuştu. Esad bin Zürâre Hazretleri’nin evinde misafir idi. Üseyyid bin Hudayr ve Sâd bin Muaz, radıyallahu anhüm Hazeratı onun delaletiyle Müslüman olmuşlardır.
Musab bin Umeyr radıyallahu anh Uhud’da yirmi yerinden yaralanmıştır. İbn-i Kam’etü’l-Leysî tarafından şehit edilmiştir. Kırk yaşında ve daha ziyade idi. Müşarun ileyh:
“Mü’minlerden öyle erler vardır ki Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar...” (Ahzab, 23) ayet-i celîlesinde senâ buyurulan zevât-ı kirâmdandır.
Müşarun ileyh şehit olunca bayrağı Hazret-i Ali radıyallahu anh almıştır.
Mervîdir ki Musab bin Umeyr radıyallahu anh şehit olunca, sancağı melaikeden biri Musab sûretine girerek almış, Hazret-i Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, onun şehâdetinden henüz haberdar olmadıklarından, alemdâra hitaben:
“Tekaddem Ya Mus’ab” yani, “İleri git ya Mus’ab” buyurunca melek dönüp vech-i seâdete nazar ettiğinde alemdârın melek ve Hazret-i Mus’ab’ın şehit olduklarını anlamışlardır.
Ubeyd bin Ümeyr radıyallahu anh’dan mervîdir ki Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretleri şehit olarak yere düşmüş bulunan Hazret-i Musab’ın yanında tevakkuf buyurup (durup):
“Ve Rasûlullah dahi şehâdet eder ki siz yevm-i kıyamette nezd-i Hak’ta şühedâ-i kirâmsınız!” buyurdular.
Sonra halka dönerek buyurdular ki:
“Ey nâs! gelin bunları ziyaret edin ve kendilerine selâm verin. Nefsim yed-i kudretinde olan Cenâb-ı Hakk’a kasem ederim ki yevm-i kıyamete kadar her kim bunlara selâm verirse, bunlar da redd-i selâm ederler.”1
Dipnot:
- Reddri selâm: Selâmı almak ve mukabele etmek
Kaynak: Sâdık Dânâ, İslam Kahramanları 1, Erkam Yayınları