Müslüman Aileleri Gördü Dinini Değiştirdi

Kolombiyalı Blanca Milena İyigün, Müslüman olarak Nisanur adını aldı. Nisanur İyigün ile birlikte, Kayseri'de son bir haftada 4 kişi Müslüman oldu.

Kolombiyalı Blanca Milena İyigün, Müslüman olarak Nisanur adını aldı. Nisanur İyigün ile birlikte, Kayseri'de son bir haftada 4 kişi Müslüman oldu.

İnternette tanışarak evlendiği eşi Serkan İyigün ile birlikte İslamiyet'i tanıyan, daha sonra Müslüman aileleri gördükçe din değiştirmeye karar veren Nisanur İyigün, İl Müftülüğünde yapılan törenle ihtida belgesini aldı.

İl Müftülüğünde gerçekleştirilen törende konuşan İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven, dünyada İslamofobinin yaygınlaştığı son dönemlerde, başka dinlere mensup olan insanların Müslüman olmasının kendilerini mutlu ettiğini dile getirdi. İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven, okunan Kur'an-ı Kerim'in ardından, Nisanur İyigün'e İslamiyet'in şartlarını anlattı. Ardından Nisanur İyigün, İl Müftüsü Güven'in de yardımları ile Arapça, İspanyolca ve Türkçe kelime-i şehadet getirdi. Dua edilmesinin ardından İl Müftüsü Güven, Nisanur İyigün'e, Müslüman olduğuna dair ihtida belgesi ile birlikte, İngilizce Kur'an-ı Kerim ve İslamiyet'i anlatan İngilizce kitaplar takdim etti.

GÜZEL MÜSLÜMAN AİLELER GİBİ OLMAK İSTEDİM

Muş'ta öğretmenlik yapan eşi Serkan İyigün ile internet üzerinden tanışan 32 yaşındaki Nisanur İyigün, eşinin Müslüman arkadaşları sayesinde İslamiyet'i daha fazla tanıma şansı bulduğunu söyledi. "Çok güzel ailelerle tanıştım ve o aileler gibi olmak istediğimi düşündüm" diyen Nisanur İyigün, nasıl Müslüman olmaya karar verdiğini şöyle anlattı:

"Buraya geldiğimde 7 ay kiliseye gittim ama onlar Allah ve İsa'nın aynı olduğunu söyledi. Burada farklı, Kolombiya'da farklı. Ama Allah'ın çocuğu yok, Allah gibi hiç kimse yok. Sonra Müslüman olmaya karar verdim. Sadece Allah'a ibadet etmek istiyorum. Hazreti İsa'yı çok seviyorum, saygı duyuyorum ama şimdi anlıyorum, o Allah değil, Allah gibi de değil. Tabii ki şimdi Hz. Muhammed'e saygı duyuyorum ve sevmeye başladım. Ama Kolombiya'da Hz. Muhammed bilinmiyor, bu yüzden şimdi alışıyorum. Şimdi Kur'an-ı Kerim okuyorum ve Hz. Muhammed'in peygamber olduğunu anlıyorum. O gerçekleri biliyor, çünkü Allah'tan mesaj alıyor."

Kaynak: Timeturk

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.