Müslüman Şahsiyetin Vazgeçilmez Vasfı

İSLAM VE İHSAN

İslâm’ın inşâ etmek istediği müslüman şahsiyetinin vazgeçilmez bir vasfını oluşturmaktadır ve aynı zamanda İslami şahsiyetin kırmızı çizgisidir. Onun kaybedilmesi; -Allah korusun- insanlık haysiyetini zâyî etmek ve diğer mahlûkâtın durumuna düşmek, yani insanlığa veda etmek demektir.

İnsanı diğer mahlûkattan ayıran fârik vasıflardan biri olan iffet, nefsi her türlü şehevî ve süflî arzulara kapılmaktan muhafaza edebilmektir. Onun kaybedilmesi; -Allah korusun- insanlık haysiyetini zâyî etmek ve diğer mahlûkâtın durumuna düşmek, yani insanlığa veda etmek demektir.

İffet, İslâm’ın inşâ etmek istediği müslüman şahsiyetinin vazgeçilmez bir vasfını oluşturmaktadır. Nitekim zulümden sakınmak[1] dolayısıyla hakkı gözetmek; elini, dilini, gözünü, ırz ve namusunu koruyup[2] zinaya yaklaşmamak;[3] taşkınlığı terk edip mûtedil davranmak[4]; nefsine hâkim olmak[5]; sabretmek sûretiyle öfkeyi kontrol etmek[6] gibi dînin üzerinde ehemmiyetle durduğu pek çok emir ve yasak, aslında kişiye “iffet” fazîletini kazandırmaya yöneliktir.

HARAM KILINMIŞTIR

Toplumda hayâ, iffet, nezâhet ve nezâketin hâkim olması, çok mühim bir mes’eledir. Zira İslâm, bütün fenâ işleri, hayâsızlık ve iffetsizliği haram kılmıştır. Fert ve toplum hayatında iffetin zedelenmemesi için tesettürü emretmiş ve harama bakmayı da yasaklamıştır.

Nitekim İslâm ile şereflenmeden evvel Araplarda tesettür diye bir âdet bulunmuyordu. Hicretin beşinci yılında farz kılınıncaya kadar, İslâm’ın ilk yıllarında da tabiî olarak böyle devam etti.

Tesettür âyetinin indirilmesiyle kadının mevkii yükseltildi. Şeref ve haysiyeti korunup îtibârı arttı. Kadın, bir iffet âbidesi hâline getirildi; vakar ve izzet sahibi bir kimlik kazandı.

Diğer taraftan erkek ve kadın arasında cinsî alâka evvelâ, “bakış”la başlar. Bu sebeple müslüman erkek ve kadınlara, nâmahreme bakmamaları, konuşacakları zaman da başlarını öne eğmek sûretiyle edebe dikkat ederek konuşmaları emredilmiştir:

“(Ey Rasûlüm!) Mü’min erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle! Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.

Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini muhafaza etsinler. Görünen kısımları (yüz, el, ayak) müstesnâ olmak üzere ziy­netlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine (kadar) örtsünler…” (en-Nûr, 30-31)

Dipnotlar:

[1] Bkz. Müslim, Birr ve Sıla, 56.

[2] Bkz. Müslim, Kader, 21.

[3] Bkz. el-İsrâ, 32.

[4] Bkz. el-Mâide, 87; Müslim, Birr ve sıla, 52.

[5] Bkz. Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 25; Bkz. eş-Şems, 7-9.

[6] Bkz. Ebû Dâvûd, Edeb, 3.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Şebnem Dergisi, Yıl: 2018 Ay: Ocak Sayı: 155