Müslümanın Alışveriş Adabı Nasıl Olmalıdır?
Müslümanın alışveriş adabı nasıl olmalıdır? Alışveriş yaparken dikkat edilmesi gereken dokuz husus nedir?
İnsan yeme-içme, iskân vb. ihtiyaçları olan muhtaç bir varlıktır. Bu ihtiyaçlar kişilerin durumuna, konumuna ve seviyesine göre değişiklik gösterir. İhtiyaçlarımızı genel olarak; ferdî, ailevî ve içtimaî ihtiyaçlar olarak sınıflandırabiliriz.
Maddi ihtiyaçlar giderilirken asli ihtiyaçlar belirlenmeli, israf etmemeye özen gösterilmelidir. Nefsin ihtiyaçları asli ihtiyaç zannedilmemelidir.
Kapitalizmde mülk fertlerin, komünizmde devletin, İslâm’da ise mülk Allah’ındır. Cenâb-ı Hak dilediğine dilediği kadar verir ve bu nimetle kulunu imtihan eder. Âyet-i Kerîmelerde buyrulur;
“Göklerde, yerde ve ikisinin arasında ne varsa mülkiyeti Allâh’a aittir.” (Mâide sûresi,18)
“…Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz.” (Tekâsür sûresi, 8)
De ki: “Ey mülkün sahibi olan Allahım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.” (Âl-i İmrân sûresi, 26)
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, gönül huzuruna erebilmek için gereken saâdet reçetesini şöyle ifade buyurmuşlardır:
“Hayat şartları sizinkinden daha aşağı olanlara bakınız; sizden daha iyi olanlara bakmayınız! Bu, Allâh'ın, üzerinizdeki nîmetini küçük görmemeniz için daha uygun bir davranıştır.” (Müslim, Zühd, 9)
“…Kim dîni hususunda kendisinden üstün olana bakıp ona tâbî olur, dünyası hususunda da kendinden aşağı olana bakıp Allâh’ın kendisine vermiş olduğu üstünlüğe hamd ederse, Allah o kişiyi şükredici ve sabredici olarak yazar…” (Tirmizî, Kıyâmet, 58)
Malın azlığı ya da çokluğu değil onu nereden kazanıp nereye harcadığımız önemlidir.
Rasûl-i Ekrem Efendimiz buyurur:
“Hiçbir kul, kıyâmet günü ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne yaptığından, malını nereden kazanıp nereye harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından hesâba çekilmedikçe bir adım dahî atamaz!” (Tirmizî, Kıyâmet, 1)
Alışverişe vakit geçirmek ve eğlenmek için gidilmemelidir.
“Onlar boş ve faydasız şeylerden yüz çevirirler.” (Mü’minûn sûresi, 3)
Zamanın boşa harcanması, en büyük nedâmet sebeplerindendir. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir gün:
“Ölüp de pişmanlık duymayacak hiçbir kimse yoktur.” buyurmuşlardı.
Ashâb-ı kirâm:
“–Onun pişmanlığı nedir yâ Rasûlallâh?” diye sordular.
Efendimiz:
“–Muhsin bir kişi ise, bu hâlini daha fazla artırmamış olduğuna; kötülük eden bir kişi ise o kötülükten vazgeçmemiş olduğuna pişman olacaktır.” buyurdular. (Tirmizî, Zühd, 59)
ALIŞVERİŞTE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
- İhtiyaçlar önceden tespit edilmelidir.
Cenâb-ı Hakk’a verilecek hesabın muhasebesi ile alışveriş yapılmalı, ihtiyaçlar bu sorumluluk açısı ile belirlenmelidir.
İhtiyaçların yazılmasa bile zihinde belirlenmesiyle para ve zaman israfı engellenmiş olur.
- İsrafa dikkat edilmelidir.
İsraf; aşağılık duygusunu bastırmak için mal-mülkle itibar satın alma çabasıdır. Cenâb-ı Hak bunun ne büyük bir felâket olduğunu şöyle beyân buyurur:
“Saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir!..” (Îsrâ sûresi, 27)
Bu hususta Cenâb-ı Hak, kullarının hassas ölçüler içerisinde yaşamasını irade buyurmuştur. Muhtelif âyet-i kerîmelerde de mü’minlerin harcamalarında ve infaklarında gözetmeleri gereken ölçüleri bilhassa beyân etmiştir:
“(O Rahmân’ın hâlis kulları), harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.” (Furkân sûresi, 67)
Deniz suyuyla susuzluk giderilemeyeceği gibi, insanın rûhî ihtiyaçlarını da fânî dünyalıklarla tatmin edebilmesi mümkün değildir. Fânî şeyler dâimâ ızdırâbı artırır. Sonunda da yanık bir nedâmet kalır.
Bu sebeple, israfın çaresi; kanaatkâr, iktisatlı ve sade bir hayat sürerek, ihtiyaç fazlasını infak ve tasadduk etmektir.
“(O takvâ sahipleri) ki bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar…” (Âl-i İmrân sûresi, 134)
- Alınacak ürünlerde helâl-haram hususiyetlerine dikkat edilmelidir.
Bu konuda ilâhî ölçüleri Cenâb-ı Hak âyet-i kerîme’de şöyle buyurur:
“Allâh’ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin ve kendisine îmân etmiş olduğunuz Allah’tan korkun!” (Mâide sûresi, 88)
Birçok âyet-i kerîmede, yenilmesi, içilmesi haram olan maddeler sayılmış; yetim malını haksız sûrette yemekten, fâizden, kumardan her türlü haksız kazançtan uzak durulması emredilmiştir.
Kur’ân-ı Kerîm’de anlatılan Ashâb-ı Kehf’in kıssasında, helâl hassâsiyetinin güzel bir nümûnesi vardır:
Îmanlarını muhafaza gayretiyle hicreti tercih eden ve sığındıkları mağarada, fevkalâde bir ilâhî kudret ve sıyânete mazhar olarak 309 sene sâlimen uyutulan Ashâb-ı Kehf; uyandıklarında içlerinden birini çarşıya yollarlar ve ona şöyle tembihte bulunurlar:
“(O gönderdiğiniz kişi) baksın, (şehrin) hangi yiyeceği (maddî-mânevî açıdan) daha temiz ise size ondan erzak getirsin.” (Kehf sûresi, 19)
Bu âyet-i kerîmede; bilhassa küfür ve gaflet diyarında yaşayan kimselerin, helâl-haram konusunda göstermeleri gereken ihtimam en güzel şekilde ifade edilmiştir.
Helâl, kişiyi helâle sevk eder.
Ali Râmîtenî Hazretleri -kuddise sirruh-:
“Helâl yemeyen kişi, kendinde Allâh’a itaat etme gücü bulamaz, hep isyâna meyleder. Helâl yiyen kişi de Allâh’a isyankâr olamaz.” buyurmuştur. Yine âyet-i kerîmede buyrulur;
“(Maddî-mânevî) pis ve murdar olan her şeyden kaçın!” (Müddessir sûresi, 5)
- Töhmet altında kalacak yerlerden alışveriş yapılmamalıdır.
Müslüman şahsiyetine uygun olmayan; içki satan, fâizle çalışan vs. gibi mekânlardan alışveriş yapılmamalıdır.
Hz. Ömer -radıyallâhu anh-: “Kim kendini töhmet altında kalacak bir konuma sokarsa, kendisine su-izanda bulunanları kınamaya hakkı yoktur.” buyurmuştur. (Kenzu’l-Ummal, h. No. 8815)
- Boykot ürünler almama konusunda hassas davranılmalıdır.
- İktisatlı davranılmalı, bütçeye uygun ürünler seçilmelidir.
Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
“İktisatlı davranıp israftan uzak duranlar, kimseye muhtaç olmazlar.” (İbn-i Hanbel, I, 447)
- Marka ürünlere düşkün olunmamalı ve reklamlara karşı uyanık olunmalıdır.
- Dini hassasiyetlere özen gösterilmelidir.
- Dışarı çıkarken tesettürün fizikî ve ahlâkî hususiyetlerine dikkat edilmelidir. (Bakınız: Giyim-Kuşam Âdâbı)
- Konuşma üslûbuna ve ses tonuna dikkat edilmelidir. (Bakınız: Konuşma Âdâbı)
- Ayakkabı denerken duruşumuza,
- Kıyafet denerken mahremiyete, halvet durumuna, giyinme kabinine ve kameralara dikkat edilmelidir.
- Hanımlar özel kıyafet alırken hanım satıcılardan almaya özen göstermelidir.