Müslümanın En Büyük 2 Sermayesi

Müslümanın en büyük iki sermayesi nedir?

Hüdâyî Hazretleri buyurur:

Bunda gelen eğer pîr ü civandır,
Uryan gelip yine uryan giderler!
Eğer gedâ eğer şâh-ı cihandır,
Bunda uryan gelip uryan giderler!

“Dünyaya gelen genç-ihtiyar herkes -köle de olsa, cihan pâdişâhı da olsa- çıplak gelmiş ve çıplak gidecektir.”

Hayat çarşısının en asil giysisi olan kefen; bütün fânî alışverişlerin, gelgeç zevklerin, tükenmek bilmeyen hevâ ve heveslerin iptal noktasıdır. Her insan, kabre girerken yanında dünyalık olarak yalnızca bir kefen götürür. O da bir müddet sonra cesetle beraber aslına rücû eder, yani toprağa döner. Geriye sadece îman ve ameller kalır.

Kabrin Cennet bahçelerinden bir bahçe mi, yoksa -Allah korusun- Cehennem çukurlarından bir çukur mu olacağını da kişinin dünya hayatındaki sosyal statüsü, makam-mevkii, malı-mülkü değil, îman ve amelleri belirler.

Nitekim Fahr-i Kâinat Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“Allah sizin sûretlerinize (dış görüntünüze) ve mallarınıza bakmaz! Fakat sizin (ihlâs ve takvâ bakımından) kalplerinize ve amellerinize bakar.” buyurmuştur. (Müslim, Birr, 34)

MÜSLÜMANIN EN BÜYÜK İKİ SERMAYESİ

Toprak altına girdikten sonra, fakire ne olacaksa, zengine de o olacak. Orada kim ne yaptıysa, karşısında bulacak. Bu dünyadan gidenler, ister köle, ister pâdişah, ister âmir, ister memur olarak gitsinler, oradaki bütün sermayeleri, yalnızca îman ve amel-i sâlihleridir.

O hâlde bir düşünelim:

–Ebediyet yolculuğumuz için heybemizde neler var?

–Hangi fedakârlıkları biriktirdik?

–“Yâ Rabbi! Sırat köprüsünde beni ateşe düşmekten koru, ben Sen’in rızân için şu amelleri işledim!..” diyebileceğimiz ne kadar hazırlığımız var?

Yoksa oraya -Allah korusun- sadece gaflet, cürüm ve mâsıyet mi götürüyoruz?!.]

Cenâb-ı Hak, dünyevî ve nefsânî yaldızların câzibelerine aldanarak, esas hayat olan âhireti ihmal etme gafletinden cümlemizi muhafaza buyursun. Âmîn!..

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2022 – Ağustos, Sayı: 438

İslam ve İhsan

MAL İLE İLGİLİ ÖLEN KİŞİNİN BAŞINA GELEN 2 MUSİBET

Mal İle İlgili Ölen Kişinin Başına Gelen 2 Musibet

"DÜNYA HAYATI SİZİ ALDATMASIN!"

DÜNYA MALI NÎMET MİDİR, YOKSA FİTNE MİDİR?

Dünya Malı Nîmet Midir, Yoksa Fitne midir?

DÜNYA HAYATI İNSANI NASIL ALDATIR?

Dünya Hayatı İnsanı Nasıl Aldatır?

DÜNYA HAYATINDA GÂYEMİZ NE OLMALIDIR?

Dünya Hayatında Gâyemiz Ne Olmalıdır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.