Müslümanın Kimlik Savaşı

"Sonsuz Biat"Ahmet Taşgetiren'in yayınlanan ilk kitabı. Taşgetiren'den İslam ve insan ilişkisine dair ufuk açıcı değerlendirmeler...

Biat, zor günlerin sözleşmesidir. Zor günlerde yaşanacak sözleşmedir. Bütün şartları zordur. İslam'ın zor gününü görenler, içlerinde bir biat sıcaklığı hissediyorlarsa, bir feda oluş duygusuna ulaşabiliyorlarsa hâlâ diriliklerini kaybetmemişler demektir.

Mü'min biatini sık sık yenileyen insandır. İçinde hep bir biat sınavı yapan, yüreği ilk biatla son biat arasını buluşturandır. Biat, İslam'ı yaşamanın ve yaşatmanın bedelini belirler.

Kimlik tutarlılığı bir müslüman için her şart altında vaz geçilmez bir kuraldır. Ve bunun kazanılması, muhafaza edilmesi titizlik ister. İhlas ise, İslam kimliğindeki tutarlılığın Kur'ânî ismidir. Bir islam toplumunda müslüman için kimlik tutarlılığı, pek de zorlanmadan ulaşılabilecek bir vetire iken, sistem yapısını İslam'ın belirlemediği toplum vasatlarında bu, özel bir itina gerektirir. Sürekli dirilik ve uyanıklık ister. Bu da ancak kimlik değerlerini şuurlu bir şekilde temessül etmekle ve sistemin kuşatmasına karşı donanımlı olmakla mümkündür.

Sonsuz Biat müslümanca yaşamak isteyenlerin başvuru kaynağı. Önce nefsini sorgulamayı ilke edinen şuurlu mü'minlerin başucu kitabı... Müslümanın kıymeti, sonsuz biata sahip çıkmasındadır.

Bu kitap, 1970'li ve 1980'li yıllarda Altınoluk, Pınar ve Türk Edebiyatı dergilerinde, bir kısmı Ahmet Maraşlı imzasıyla yayınlanan ve müslümanın kimlik tutarlılığını tahlil amacı taşıyan yazılardan oluşuyor. Kitapta 40 yazı bir araya getiriliyor. Yazıların yayınlandığı zaman ve mekanlar farklı olmakla birlikte, dikkatli bir okuyucu, onları birbirine bağlayan deruni özü hissetmekte gecikmeyecektir. Belki bu öz, bizzat kendi kendimizi de kimlik tutarlılığı yönünden devamlı sorgulama halinde bulunmamızdan ileri geliyor. Bu da kaçınılmaz.

Müslüman, bir yandan dış şartları islamileştirme mücadelesi verirken, bir yandan da kendi kimlik bütünlüğünü İslam'ın belirlediği kıvamda tutma savaşı içinde bulunuyor. Bu sorgulamayı yapmadığı ve kendi inanç bütünlüğünün devam ettiği duygusu yara aldığı zaman derin bir sarsıntı geçiriyor.

Bugün ülkemizde her müslümanın yüreğinde bu sorgulama ve savaş devam ediyor. Kitapta yer alan yazılar, bu savaşın değişik inanç  ve ruhi platformlardaki yansımaları... Yazarının önce kendi kimlik şuurunda yaşadığı ve mü'min kardeşleriyle paylaşmak istediği bir savaştan yansımalar....

Ahmet Taşgetiren, Sonsuz Biat, 294 Sayfa, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.