Müslümanın Rızık Endişesi Olur mu?

Allah`a İman

İslam’a göre Müslümanın rızık endişesi olur mu?

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sâhibi olan ancak Allah’tır.” (Zâriyât, 58)

Resûlullah buyurdular:

“Güvenilir hazine bekçisi, emrolunduğu şeyi gönül itmi’nânı ile tasadduka muhtaç birine verendir. Kulların elleri Allah’ın hazineleridir. Kimin eli Allah’ın kasası gibi kılınmışsa, onun lisanı da kalp rızıklarının hazinesi gibidir. Allah o kimseye bu sıfatı da katmıştır.” (Buhârî, İcare 1. Vekale 16; Müslim, Zekat 79)

RIZIK ENDİŞESİ TAŞIMAK

İnsanların zihnini, elde edememe veya kâfî gelmeme endîşesine sürükleyen ve son derece meşgûl eden mes’elelerin başlıcalarından biri de “rızık”dır ki dilimizde “nasîb, kısmet ve dünyâlık” diye de ifâde edilir.

Rızık, kader programının ağırlık merkezini teşkil eder. Rızık, insanın ana karnında teşekkülü ile başlar, kader sicilindeki kayıtlara uygun olarak ecele kadar devam eder. Ecel, bir mânâda dünyâya âit rızkın bitim noktasıdır.

Rızık, bütün mahlûkat için ezelde takdîr olunmuştur. Artmaz ve eksilmez. Sebeplere tevessül ise, rızka sebep olarak takdîr olunduğu kadar netice verir.

RIZIK ALLAH’TANDIR

Dolayısıyla bütün mahlûkâtın rızkı Allâh’a âittir. Âyet-i kerîmede buyurulur:

“Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca AIlâh’ın üzerinedir.” (Hûd, 6)

Allâh, her canlının rızkını ayrı ayrı ihsân eyler. Bu sebeple Hakk dostları, bülbüllerin gül dalındaki terennümlerini, ilâhî lutuflara bir şükür olarak tefsîr ederler.

Bir Hakk dostu, rızık endîşesi içinde olanlara der ki:

“Bu kadar mahlûkâtın hangisinin gece gündüz rızıkları te’mîn edilmiş ambarlarda saklanmaktadır? O canlılar hiçbir zaman bir rızık endîşesi duymazlar.”

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, Temmuz-1999