Mutaffifin Suresi 17. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Mutaffifin Suresi 17. ayeti ne anlatıyor? Mutaffifin Suresi 17. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Mutaffifin Suresi 17. Ayetinin Arapçası:

ثُمَّ يُقَالُ هٰذَا الَّذ۪ي كُنْتُمْ بِه۪ تُكَذِّبُونَۜ

Mutaffifin Suresi 17. Ayetinin Meali (Anlamı):

Sonra da kendilerine: “İşte budur sizin yalanlayıp durduğunuz azap!” denecektir.

Mutaffifin Suresi 17. Ayetinin Tefsiri:

Bu bedbahtların işledikleri günahlar, kalpleri üzerine pas tutup, gönül gözlerini kör ederek basîretlerini kapadığı için onlar, âhirette Rablerinden perdeleneceklerdir. Dolayısıyla Allah’ı göremeyeceklerdir. “Yüzler var, o gün mutluluktan ışıl ışıl parlayacak. Sonsuz bir huzur ve saadet içinde Rablerinin cemâline bakacak” (Kıyâmet 75/22-23) âyetlerinin haber verdiği üzere, gönül gözü açık olan mü’minler sevinçli sevinçli Rablerine bakıp, bunun nihâyetsiz hazzını yudumlarken, suçlular O’na bakmaktan, O’nu görmekten mahrum olacaklardır. Çünkü onlar da ne Rabbi görecek bir göz vardır, ne de böyle bir ulvî makama sahiptirler. Zira kalpleri kör olduğu gibi, kendileri de aşağıların aşağısında bulunan alevli ateşe, cehenneme gireceklerdir. Azap, pişmanlık ve hasretlerini artırmak üzere de kendilerine: “İşte dünyada yalanlayıp durduğunuz; “efsânedir, uydurmadır” dediğiniz azap budur! Şimdi yalanladığınızın ne olduğunu görün ve cezanızı çekin” denilecektir.

Aralarında mukayese yapıp gerçeği daha kolay anlamaya yardımcı olması bakımından, kötülerden sonra söz hemen iyilere intikal ettirilmektedir:

Mutaffifin Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Mutaffifin Suresi 17. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...