Mütevazı Bir Hayatın Fazileti
İslam’dan önce çok büyük zenginlikler içinde olan sahabinin İslam’dan sonraki mütevazı yaşamının sırrı neydi? Musab bin Umeyr üzerinden tüm ümmete ibret dolu dersler…
Ali bin Ebî Tâlib (r.a) şöyle anlatır:
“Biz Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte Mescid’de oturuyorduk. Musʻab bin Umeyr (r.a) çıkageldi. Üzerinde deri parçalarıyla yamanmış bir hırkadan başka bir şey yoktu. Allah Rasûlü (s.a.v) onu görünce, Mekke’deki nimetler içinde yaşadığı hâli gözlerinin önüne geldi. Şimdi ise ne hâldeydi. Allah Rasûlü’nün gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Bir müddet sonra şöyle buyurdular:
«Sabah ayrı, akşam ayrı bir elbise giydiğiniz, önünüze bir tabağın konup diğerinin kaldırıldığı, evlerinizi Kâbe’nin örtüldüğü gibi örtülere büründürdüğünüz (duvarlarını süslediğiniz) zaman hâliniz nice olur!»
Ashâb-ı kirâm:
«–Ey Allah’ın Rasûlü, tabii ki hâlimiz o gün bugünkünden daha iyi olur. Çünkü o zaman geçim sıkıntımız olmadığı ve hizmetimiz görüldüğü için kendimizi tamamen ibadete veririz!» dediler.
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdular:
«–Hayır, bilâkis siz bugün, o günden daha hayırlı durumdasınız!».” (Tirmizî, Kıyâmet, 35/2476)
Ashâb-ı kirâm Allah yolunda bütün varlıklarını feda ettiler. Mekke’de lüks ve refah içinde yaşayan Musʻab (r.a), müslüman olunca annesi tarafından bütün varlığından mahrum bırakıldı. O, buna hiç aldırmadı. Yamalı elbiselerle şehit olduğu güne kadar Allah yolunda koşturmaya devam etti.
Kaynak: Dr. Murat Kaya, Mescid-i Nebevi'den 111 Hatıra, Erkam Yayınları