Muttakî Kime Denir?

Muttakî kime denir? Kısaca anlamı nedir?

Takva sahipleri demektir. (bk. Takva) Kur'ân'da muttakî insan olunması konusunda ısrarla durulmuş, cennet ve nimetleri muttakîler için hazırlandığı bildirilmiştir (Âl-i İmrân, 3/133; Ra'd, 13/35; Furkân, 25/15; Muhammed, 47/15).

Allah, muttakîleri cehennem azabından koruyacağını (Tûr, 52/18), onların dostu olduğunu (Câsiye, 45/19), onları sevdiğini (Âl-i İmrân, 3/76), onlarla beraber olduğunu (Tevbe, 9/36) ve onlar için güzel bir gelecek bulunduğunu (Sâd, 38/49), onları ummadıkları yerden rızıklandıracağını, işlerinde kolaylık sağladığını ve onlar için daima bir çıkış yolu var ettiğini (Talâk, 65/2-5) bildirilmiştir.

Kur'ân'a göre muttakîler; Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe ve gayba îmân eden, hidâyet üzere olan, namazlarını kılan, zekatlarını veren, malından Allah yolunda harcayan, fakirlere, yetimlere, yoksullara ve yakın akrabaya yardım eden, sözleşmelerini yerine getiren, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreden, özünde, sözünde fiil ve davranışlarında dosdoğru olan, (Bakara, 2/3-5, 14, 177), insanlara iyilik yapan, darlıkta ve bollukta Allah için harcayan, öfkelerine sahip çıkan, insanları bağışlayan, kötülük yaptıkları veya nefislerine zulmettikleri zaman hemen Allah'ı hatırlayıp günahlarının bağışlanmasını dileyen, bile bile yaptığı kötülüklerde ısrar etmeyen (Âl-i İmrân, 3/134, 135), malı ve canı ile Allah yolunda cihad eden / çalışan (Tevbe, 9/44), geceleri az uyuyup seher vakitlerinde Allah'tan af-bağış dileyen (Zâriyat, 51/17-18), Allah'tan ve kıyamet gününden korkan (Enbiyâ, 21/48-49), her işini iyi ve sağlam yapan, güzel ameller işleyen, Allah'ı görüyormuş gibi ibadet eden (Zümer, 39/32-33; Zâriyât, 51/15-16), sâlih ameller işleyen (Meryem, 19/60-63) Müslüman (Kalem, 68/34-35) kimselerdir.

Buna göre bir insanın muttakî olabilmesi için; 1- îmân edip şirk, nifak ve küfürden sakınması, 2- Allah ve peygamberin emirlerini yapması, yasaklarından kaçınması, haramları, günahları terk etmesi, dünya ve âhirette nefsine zarar verecek şeyleri yapmaktan sakınması; kısaca hem kainattaki nizama, kurallara (sünnetullaha) hem de İslâmî kurallara (şeriata / sırat-ı mustakime) uyması gerekmektedir. Aksi davrananlar zalim insanlardır (Mâide, 5/27, 29).

Kaynak: Diyanet

İslam ve İhsan

ALLAH’IN RAZI OLDUĞU MÜTTAKİ KULLAR

Allah’ın Razı Olduğu Müttaki Kullar

MÜTTAKÎLERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Müttakîlerin Özellikleri Nelerdir?

“KİM ALLAH’IN DİNİNE SAYGI GÖSTERİRSE, ŞÜPHESİZ BU TUTUM O KİMSELERİN MÜTTAKÎ OLDUĞUNU GÖSTERİR” AYETİ

“Kim Allah’ın Dinine Saygı Gösterirse, Şüphesiz Bu Tutum O Kimselerin Müttakî Olduğunu Gösterir” Ayeti

MÜTTAKİ NEDİR? MÜTTAKİ KİME DENİR?

Müttaki Nedir? Müttaki Kime Denir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.