Myanmar Ordusu Müslüman Evlerine Bomba Yağdırdı

Arakanlı Müslümanların yaşadığı köyler, savaş helikopterleriyle vuruldu. Saldırılarda 28 kişi hayatını kaybetti. Uydu görüntüleri, 430 evin yakıldığını gösteriyor.

Myanmar'da ordunun, ekim ayında sınır karakollarına düzenlenen saldırıların ardından çatışmalara sahne olan Arakan eyaletinde Müslümanlara (Rohingyalar) ait köylere düzenlediği saldırılarda 28 kişi öldü.

Resmi medyada yer alan haberlerde, cumartesi günü askere pusu kurulduğu, iki personel ve altı saldırganın öldüğü belirtildi. Bölgede çatışma çıkması üzerine düzenlenen hava saldırılarında da 28 Arakanlı Müslümanının öldürüldüğü kaydedildi.

BBC'de yayımlanan habere göre de Myanmar hükümeti, Arakanlı Müslümanların yaşadığı köylerin savaş helikopterleriyle vurulduğunu kabul etti.

Arakanlı Müslümanların hakları savunan eylemciler, hükümetin Arakanlı Müslümanları sistematik olarak köylerinden sürmeye çalıştığını ifade etti.

 

İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) yayınladığı 22 Ekim-10 Kasım tarihli uydu görüntüleri de 430 evin yakıldığını gösteriyor.

Birleşmiş Milletler heyeti, Arakan'daki Maungdaw ve Buthidaung kasabalarına düzenlediği ziyaretin ardından hükümete eyaletteki saldırılar ve askerlerin Arakanlı Müslüman kadınlara tecavüz edip öldürdüğü iddialarıyla ilgili bağımsız soruşturma açması çağrısında bulunmuştu.

Arakan eyaletinde 9 Ekim'de sınır karakollarına saldırılar düzenlenmiş, 13'ü güvenlik görevlisi 29 kişi ölmüştü. Saldırılarla ilgili olarak 78 kişi gözaltına alınmıştı. Saldırıların ardından bölgeye çok sayıda asker ve polis sevk edilmiş, çatışmalar çıkmıştı. Bölgeye basın mensuplarının ve yardım kuruluşu çalışanlarının girmesine izin verilmezken, Arakan Enformasyon Müdürlüğünden yapılan açıklamada, eyaletteki çatışmalar nedeniyle 3 binden fazla Arakanlı Müslümanın evlerini terk etmek zorunda kaldığı belirtilmişti.

Myanmar hükümeti, bölgedeki sınır karakollarına yönelik saldırılarla başlayan çatışmalardan Rohingya Dayanışma Örgütüne bağlı Aka Mul Mücahidin örgütünü sorumlu tutmuştu. Ülkedeki Müslüman kuruluşlar, saldırıları kınamıştı.

Sınır karakollarının bulunduğu Maungdaw ve Yathay Taung kasabalarında nüfusun çoğunluğunu Birleşmiş Milletler tarafından dünyada en fazla zulüm gören topluluk olarak tanımlanan Arakan Müslümanları (Rohingyalar) oluşturuyor.

Kaynak: YeniŞafak

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.