Naat Ne Demek?

Naat: Vasıf, sıfat, daha çok Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i, bâzen de ilk dört halîfeyi övmek için yazılan şiir anlamlarına gelmektedir.

NAAT KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Ben Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ın gerçekten Allâh’ın Rasûlü olduğuna yakînen şehâdet ederim. Kendisinin peygamber olduğunda hiç şüphe etmem! Çünkü, O’nun Allâh tarafından gönderilen Peygamber olduğu, naat ve vasıfları,
kitabımızda bulunmaktadır…

*****

İmam Bûsirî Hazretleri’nin vücûdunun yarısı felç olur. O da Kasîde-iBür’e’yi yazıp Cenâb-ı Hak’tan şifâ diler. Kasîdeyi yazmayı bitirdiği gece rüyâsında Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i görür ve bu naati O’na okur.

*****

İmam Bûsirî:

“–Benim birçok naatim var. Hangisini soruyorsunuz?” deyince, Şeyh Ebu’r-Recâ:

“–Bu gece Rasûlullâh’a okuduğun naati istiyorum. Zîrâ sen onu okurken Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in çok memnûn olduğunu gördüm.” der.

*****

Nükte dolayısıyladır ki bu naatin, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in rûhâniyetinin tecellî etmesi için hastalara şifâ olarak okunması, bir usûl dâhilinde devâm etmiş, bu medhiye ile Allâh Rasûlü’ne tevessül edilerek Cenâb-ı Hakk’a ilticâ edilmiştir.

*****

Bu, yürekten dökülen samîmî iştiyak karşısında, Rasûlullâh’ın mûcizevî tembihâtıyla Ravza müezzinleri, sabah namazı vakti, bu naati minârelerden okurlar. Rasûlullâh’ın bu iltifâtı, Nâbî’yi çok duygulandırır; yaşlı gözlerle Ravza’ya girer...

İslam ve İhsan

PEYGAMBER EFENDİMİZ’E YAZILMIŞ EN GÜZEL NAAT

Peygamber Efendimiz’e Yazılmış En Güzel Naat

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.