Nafile Hedy Kurbanı Nedir?

Hac veya umre maksadıyla Mekke’ye giden kimsenin, yükümlü olmadığı halde Allah rızası için kestiği kurbandır.

Peygamberimiz (s.a.s.) veda haccında nafile olarak yüz deve kurban etmiştir. Hz. Ali, “Peygamber (s.a.s.) yüz deve kurban etti. Etlerini dağıtmamı emretti, ben de dağıttım” demiştir. (Buhârî, Hac, 122. II, 186.)

HEDYİN KESİM YERİ NERESİDİR?

Vacip veya nafile bütün hedy kurbanlarının Harem bölgesinde kesilmesi vaciptir. Harem dışında kesilen hedy kurbanları geçerli olmaz. Bu kurbanların Minâ’da kesilmesi daha fazîletlidir. “Mina’nın her yerinde kurban kesilebilir.”(Müslim, Hac, 310. I, 893.)

Muhsar kimse de kurbanını Harem bölgesinde kestirir.

Şafiî mezhebine göre ise ihsar hedyi, mahsur kalınan yerde de kesilebilir. (Nevevî, el-İzah, s. 500.)

HEDYİN KESİM ZAMANI

1- Adak hedy ile nafile hedyin kesim zamanı, Kurban bayramının birinci günü güneşin doğmasından sonra bayram namazının akabinde başlar ve bayramın dördüncü günü güneşin batışına kadar devam eder. Bu süre içinde gece ve gündüz kesilebilir.(Mevsîlî, I, 222. Nevevî, el-İzâh, s. 337. Başnefer, s. 158.)

Zamanında kesilmeyen adak hedyinin kaza edilmesi vaciptir. Zamanında kesilmeyen nafile hedy kaza edilmez.

2- Ceza hadyinin kesim zamanı; ihlalin gerçekleşmesiyle başlar.

3- Fevât Hedyi, haccın kaza edildiği zamanda kesilir.

4- Temettu ve Kıran Hedyinin zamanı;

Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’e ile Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre temettu ve kıran hedyinin kesim zamanı, kurban bayramının ilk günü fecr-i sadıktan itibaren başlar. Bu kurbanın bayramın üçüncü günü güneş batınca ya kadar kesilmesi sünnettir. Bu süre içerisinde kesilmez daha sonraya ertelenmesi mekruh ise de ceza gerekmez.

Ebû Hanîfe’ye göre ise bu hedyin kesim zamanı, kurban bayramının ilk günü fecr-i sadıktan itibaren başlar. Bu kurbanın kayramın üçüncü günü güneş batıncaya kadar kesilmesi vâciptir. Bu süre içerisinde kesilmemesi durumunda biri kazâ, biri de ceza olarak iki kurban kesmek gerekir.

Şafiî mezhebine göre temettu ve kıran hedyinin kesim zamanı, hac ihramına girme vaktiyle başlar. Ancak temettu haccı yapan kimse umreyi tamamladıktan sonra hac için ihrama girmeden önce bu hedyi kesebilir. Bu hedyin kesiminin son vakti yoktur. Ancak Kurban bayramında kesilmesi daha fazîletlidir. (Abdülğanî el-Mekkî, s. 290-291; Nevevî, el-İzâh, 338.)

HEDY KURBANLARININ ETLERİ NE YAPILMALI?

Temettu ve kırân hedyleri ile nâfile olarak kesilen hedylerin etlerinden kesen dahil zengin ve fakir herkes yiyebilir.

Ceza hedyi ile adak fevât ve ihsâr hedylerinin etlerinden, kurbanları kesenler ile bakmakla yükümlü oldukları kimseler ve zenginler yiyemezler.

Şafiî mezhebine göre temettu ve kıran haccı yapanların kestikleri hedyler, “şükür hedy”i olmayıp “ceza hedy”i olduğundan bu kurbanların etlerinden kurbanları kesenler ile bakmakla yükümlü oldukları kimseler ve zenginler yiyemezler.

Bu etlerin; sadece Harem bölgesi fakirlerine verilmesi şart değildir, Harem dışındaki yoksullara da gönderilebilir.

KİMLER ORUÇ TUTMALI?

Temettu veya kıran hedyi kesmesi vacip olan ancak kurbanlık hayvan bulamayan veya bulup da satın alacak imkanı olmayan kimselerin, üç gün hac esnasında, yedi gün de hacdan sonra olmak üzere toplam 10 gün oruç tutmaları gerekir. Konuyla ilgili ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır:

Kim umre yapıp (ihramdan çıkarak) hacca kadar (ihramlıya yasak olan şeylerden) yararlanırsa, kolayına gelen kurbanı kesmesi gerekir. (Kurban alma imkanı) bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüzde (memleketinizde) tam on gün oruç tutar. Bu (durum), ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir.” (Bakara, 2/196.)

İlk üç günlük orucun, hac ayları içinde, ihrama girdikten sonra ve kurban bayramından önce tutulması gerekir. Bu üç günlük orucun peş peşe tutulması daha faziletli ise de şart değildir.

Yaşlılar ile tedavisi imkansız hastalığı olanların, oruç yerine fidye vermeleri caiz olmaz.(Abdülğanî el-Mekkî, s. 442-443.) Bu durumdaki kimseler, kurban kesmeden ve oruç tutmadan ihramdan çıkabilirler. Ancak -yapılan hac çeşidine göre- biri “kıran” veya “temettu”, diğeri de kurban kesmeden ihramdan çıkmaları sebebiyle zimmetinde iki kurban borcu kalır. Daha sonra imkan bulduklarında bu kurbanları kestirirler.

Hacdan sonra tutulması gereken yedi günlük orucun Mekke’den ayrılmadan tutulması mümkün ise de döndük ten sonra memlekette tutulması daha fazîletlidir. Hacdan sonra tutulması gereken yedi günlük orucun peş peşe tutulması efdal olmakla birlikte şart değildir.

Şafiî, Malikî ve Hanbelî mezheplerine göre hacda tutulması gereken üç günlük orucu hacda iken mazeretleri sebebiyle tutamayanlar bu oruçları hacdan sonra kaza edebilirler ve kendilerine her hangi bir ceza gerekmez.(Nevevî, el-İzah, s. 472; Kinânî, II, 7537-538.) Kurban bulamadığı için üç günlük oruca başladıktan sonra kurban bulan kimse, orucuna devam eder, artık kurban kesmesi gerekmez.(Nevevî, el-İzah, s. 473; Kinânî, II, 537.)

Kaynak: Diyanet Hac İlmihali, DİB Yayınları

https://www.islamveihsan.com/hedy-nedir.html

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.