Nafile İbadetler

Nâfile ibâdetler, farzları takviye eder ve kulun Allâh’a yakınlaşmasına vesîle olur.

Farzları tam ve kusursuz olarak, Allâh indinde en makbûl mâhiyetiyle edâ edebilmek, -beşeriyet îcâbı- kâmil mânâda mümkün değildir. Ne kadar ihtimam gösterilse de, elbette zaman zaman kusur ve hatâlar olabilmektedir. Dolayısıyla bu noksanlığı tamamlamak için nâfilelerden başka çâre yoktur. Allâh Resûlü şöyle haber vermiştir:

“Kıyâmet gününde kulun hesâba çekileceği ilk amel, namazdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün değilse, kaybeder ve zararlı çıkar. Şâyet farzlarından bir şey noksan olursa, Azîz ve Celîl olan Rabbi:

«Kulumun nâfile namazları var mı, bakınız?» buyurur. Farzların eksiği nâfilelerle tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesâba çekilir.” (Tirmizî, Salât, 188/413)

İSTİKAMET ÇİZGİSİ

Lâkin bu ifâdelerden, farzları bırakıp nâfilelerle meşgul olmak şeklinde bir hüküm çıkarılmamalıdır. Sırf farzlarla meşgul olup nâfileleri ihmâl etmek doğru olmadığı gibi, sadece nâfilelerle meşgul olup farzları ihmâl etmek de doğru olmaz. Doğru olan, farzları edâ etmekle birlikte mümkün mertebe nâfile ibâdetleri de huzûr içinde îfâ etmeye gayret göstermektir. Resûlullâh ve ashâbının hayâtındaki tatbîkât, bu hususta yegâne istikâmet çizgisidir.

Diğer taraftan kazâ borcu bulunan kimselerin sırf kazâ kılıp nâfileleri terk etmesi de doğru değildir. Zîrâ kazâlar, kerâhat vakitleri hâriç, günün her vaktinde edâ edilebilir. Oysa teheccüd, işrâk, kuşluk, evvâbîn gibi birkısım nâfile namazlar vakitlere bağlı olduğundan onları edâ husûsunda basîretli davranmak gerekir.

Kul, Allâh’a farzlarla yaklaştığı kadar hiçbir amel ile yaklaşamaz. Lâkin, bu ulvî yolculuğa nâfilelerle devâm eder. Resûlullâh şöyle buyurmuştur:

 “Her kim (ihlâs ile Bana kulluk eden) bir dostuma düşmanlık ederse, Ben de ona karşı harp îlân ederim. Kulum kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli herhangi bir şeyle Bana yakınlık kazanamaz. Kulum Bana (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibâdetlerle durmadan yaklaşır, nihâyet Ben onu severim. Kulumu sevince de Ben onun (âdeta) işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı akleden kalbi ve konuşan dili olurum. Ben’den her ne isterse, onu mutlakâ veririm. Bana sığınırsa, onu korurum. Ben, yapacağım bir şeyde, mü’min kulumun rûhunu kabzetmekteki tereddüdüm kadar hiç tereddüde düşmedim: (Zîrâ) o, ölümü sevmez; Ben de onun sevmediği şeyi sevmem.” (Bkz. Buhârî, Rikâk, 38; Ahmed, VI, 256; Heysemî, II, 248)

KULLUK ŞUURUNU CANLI TUTAN İBADETLER

Nâfile ibâdetler, kulluk şuurunu canlı tutar, kalbi rakîkleştirir, rûhu inceltir, yüze nûr u melâhat bahşeder. Nâfilelere huşû, huzur ve kalb uyanıklığıyla devâm edenlerin îman heyecanları daha fazla, vuslat arzuları daha coşkundur. Tabiî âhiretteki saâdet ve sevinçleri de o nisbette tahakkuk eder.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları

 

İslam ve İhsan

KUR’AN’DA GEÇEN DUALAR

Kur’an’da Geçen Dualar

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • ÇOK GÜZEL

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.